tag:blogger.com,1999:blog-40423808814742097322024-03-06T03:19:43.643+03:00\o/meltohttp://www.blogger.com/profile/14983827463697041033noreply@blogger.comBlogger33125tag:blogger.com,1999:blog-4042380881474209732.post-4457477630481973472014-12-21T11:26:00.000+02:002014-12-21T11:28:46.448+02:00Pazar Babası<br />
Yaptığım istatistiklere göre 10 evden 8inde bulunan "PAZAR BABASI" canlısını anlatacağım size. Geri kalan ikilik dilimde olan babaları koruyalım,onlara çiğ börek havuzunda yüzdürelim,omuzlarda taşıyalım.<br />
<br />
Pazar babası canlımız çocuğun uyanış saatini asla bilmez. Çünkü kendisi kahvaltı hazırlandıktan sonra "hadi-hadi-hadi" baskılarıyla kalkar. Kahvaltısını eder,gazetesini alır ve kahvaltıdan 5 dakika sonra odasına dinlenmeye geçer. Çünkü kendisinin atası karpuzdur yata yata büyüyeceğini düşünmektedir.<br />
<br />
Çocuğun öğle uykusu saatinden önce uyanır. Uykuya hazırlanan çocuğu sakinleştirmeye çalışan annenin tüm ısrarlarına rağmen hoplamalı zıplamalı tüm enerjik aktivite adı altında boğuşmaları yaptırır. Çocuk haliyle şahane eğlenceyi bırakmak istemez. Uykuya ağlayarak gider. Anne hep çocuğu ağlatan insandır canlımızın gözünde. Annenin saçlarının %75 i bu zamanda beyazlar.<br />
<br />
Çocuk uyurken ayaklarını uzatıp kahve içmeyi arzulayan çilekeş annemiz tam ortamı hazırlarken baba ismini verdiğimiz bu canlı "acıktım" diye buyurur. Duymazdan gelinir. Çocuğun öğle yemeği için hazırlanan tek porsiyonluk yemeği yer ve yediklerinin aynen ortada bırakarak doğal ortamı olan yatağa geri dönüş yapar. Anne kahvesini bitirir bitirirmez çocuğa yemeğini sil baştan hazırlar ve bi nebze dinlenmek umuduyla koltuğa yığılır.<br />
<br />
Hafta sonu kavramı anne için dinlenmek değil, evde fazladan bir çocuk olmasıdır.<br />
<br />
Günün ikinci yarısı başlarken pazar babasına sosyalleşmek için baskı yapılır. Pazar babası canlımız trafik,kalabalık vs öne sürerek sosyalleşmeyi reddeder. İş yine annemizin elinde patlamıştır. Çocuğu yedirme,giydirme faslından sonra anne ve çocuk parka gider. Tahmin edin baba ne yapıyordur?<br />
<br />
Kapıdan içeriye girdi anda ne yemek var sorusuyla karşılaşır annemiz. Son nefesini parkta veren annemizin kan beyninden çıkar ve eşeğin ziki çorbası,agopun kazığı yahnisi ve ebenin örekesi tatlısı var aşkım seni boğmadan ye bence afiyet olsun der. Eceline susamış canlımız annenin bu cevabı karşısında susmak yerine HÖFTÖ ÖÇÖ BÖN ÇÖK YÖRÖLÖYÖRÖM DÖNLÖNMÖK BÖNÖM DÖ HÖKKÖM diye söylenirken annemiz kendisini banyoya kapatır ve adamı öldürmemek için yarım paket sigarayı tek nefeste içer. Bu durumda canlımızın kafasını bedeninden ayırırken düşünmek,tepesine atom bombası atmayı hayal etmek,etini cımbızla çektiğini düşlemek caizdir.<br />
<br />
Annemiz,canlımızın yemini suyunu hazırlarken çocukla ilgilenmek baba olacak at kafasına düşer. İlgilenmek= tv izlemek ya da çocuğun eline ipad tutuşturmaktır babamıza göre. Anne sofrayı hazırlar. At kafası maçını/filmini bırakamadığı için on bin kere hadi hadi hadi diye söylenir. Çok konuşan,hep söylenen,agresif olan annedir. Çünkü babamız melektir. Haresinde boğulmaya aday bir melek.<br />
<br />
Yeme-içme faslından sonra takdir edersiniz ki anne biraz dinlenme umuduyla odasına çekilir. 5. Dakikadan itibaren ANNNNNEESİİİ kızın kakası gelmiş denir. E sen götür? Yok beceremem. Lan atom mu parçalıcan bi avuç götü klozete oturtup sıçırtıcan,sonra da temizlicen. Bu kadar basit işi beceremeyen (ya da işine gelmeyen) babaya söylene söylene minik kaka tahliyesi operasyonu yapılır. E anneyi gören çocuk annesinin geri yatmasına izin vermez. Geri yatmasın diye banyoya girmek ister. Bu sürede anne banyo için hazırlık yaparken baba kendisine yeni bir maç/film bulmuştur. Asla ve ASLA annenin işini kolaylaştırma çabasına girmez.<br />
<br />
Çocuğu uyutup,kahvesini yapan annemiz haftasonu canlımızın doğal ortamını bozmadan mümkünse benden hiç bişey istemesin ümidiyle mutfak karanlığında huzuru arar.meltohttp://www.blogger.com/profile/14983827463697041033noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-4042380881474209732.post-54036376069781563012014-11-25T13:36:00.000+02:002014-11-25T13:36:19.141+02:002 oda 1 salon delilik. Evinde çocuk olup ev düzenini koruyabilen insanlara şaşırıyorum. Enerjilerine,sabırlarına,yaşam enerjilerine şaşırıyorum. Benim günde iki posta her şeyi yerli yerine koymam için ya evde misafir olması lazım ya da kafama meteor düşmesi.<br />
Geceden toplayıp yattığım ev çocuğun kalkışından 15dakika sonra yine toplanmamış haline geliyor. Çocuk evi dağıtmıyor arkadaşlar. Çocuk her odaya parça tesirli bombayı bırakıp kaçıyor. Mutfakta ulaşabildiği çekmece,dolap ve raflar sizlere ömür. Dağınıklığa o kadar alıştım ki tencere için bütün dolaplara bakmazsam içim rahat etmiyor. Aradığım şeyi anında bulursam al çocuğum sokuştur şunu bi yere de azcık arayayım diyesim geliyor. Damacananın ucunda her gün başka renkte kalem tıpa vazifesi görüyor. Bi gün su mor akınca oraya kalem soktuğunu anlayabildim. Çamaşır ve bulaşık makinesi çalıştırmadan evvel içini kontrol etmek,acaba burada beni ne sürprizler bekliyor demek makine çalıştırma ritüelim oldu. Karaköy alt geçit gibi aradığım her şeyi buralarda buluyorum. Şarj aleti,kumanda,telefon,kalem,defter,yarısı yenmiş muz,bardak,çorap,terlik... Çocuk özellikle çamaşır makinesini kişisel saklama alanı olarak kullanıyor. Yok yok maşallah. Radyatör arasıdan magnet,çatal-kaşık çıkarmaktan radyatör ustası oldum. Eğilince göt çatalı açma olayını da halledince alarko kombiye cv yollayacağım. Minik ebattaki eşyaları çıkarmaya alıştım ama bugün iki adet ortaboy tencere kapağı çıkarınca şaşkınlığımı gizleyemedim. Çocuğa helal olsun diyip ustalığından dolayı kendisine yarım altın taktım. Gitti hemen çamaşır makinesine soktu.<br />
Banyonun kapı açma sesini duyup yanına koşmam en fazla 30 saniye oluyor. Arkadaşı bu 30 saniyede traş köpüğünü fayansa bulamış sanatını icra ederken yakalıyorum. Ay benim yavrumun duyuları gelişsin,ay benim çiçeğimin merakı varmış derken çat diye düşüp bayılmışım.<br />
Kendime geldiğimde çocuk benden diş macunlu,sıvı sabunlu,traş köpüklü dev bir pasta yapmış kolumu dilimlemeye çalışıyordu. Afiyet olsun kanka derken Allah "kes ya kulum, kes kolunu bacağını kes,kafanı vücudundan ayır güzel kulum bu çile bitsin. İsa'ya bile böyle acı yaşatmadım. Kurtul kendinden" diyor. Allah benimle konuşuyor. "Konuşurum tabi kulum" diyor. "Sen benim en sevdiğim kulumsun hadi bi gayret yut şu traş köpüğünü bitsin çilen" Allah beye teşekkür mü edeyim şimdi ne yapayım diye şaşırırken beni bir çarpıyor abov öyle böyle değil. Kolum bi yere bacağım bi yere dağılıyorum. Uyandığımda parkedeydim. Gerçekten çarpıldım mı diye kontrol ettim kendimi. Panik yok. Çocuk iteleye iteleye yatağım bellediğim parkeye fırlatmış. Şimdi kalkarsam ses olacak en iyisi halıyı çekeyim üzerime uyurum diye düşünürken o da nesi? Yatağının altında şıkır şıkır parlayan bişey. Aha evde altın madeni buldum yaşasın diye sürüne sürüne gidip bula bula bir aydır kayıp olan alyansımı buldum. Dur dedim Melto, gece iki falan deme git koltukların altını temizle. Belki damarlarında gezmesi gerekirken kaybettiğin asil kanı da bulursun.meltohttp://www.blogger.com/profile/14983827463697041033noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-4042380881474209732.post-4720725570273871662014-10-12T12:17:00.002+03:002014-10-12T12:17:52.308+03:00Shot2,5 yaşındaki çocuğu istemediği ama yapması gereken şeye nasıl ikna edilir onun altın kurallarını vericem dicem ama veremem. Kelin merhemi olsa arap misali yağlar kendini.<br />
<br />
Bizim çocuk biraz karakterli (bu da hayatımıza yeni giren çocuk kavramlarından biri. Karakterli değil efendim çocuk o) istemediği bir şeyi asla ve asla yapmıyor. Ha makul şeyleri yapmak istemese anlayış yumağı olucam yapmasın oy benim kızım da nasıl istediğini bilirmiş yesin onu annesi yesin onu nenesi diye sevinç gösterisinde bulunucam. Çocuk uyumak,yemek,banyo yapmak,yürümek gibi temel ihtiyaçların topuna giderli. İstemiyor. İkna etmek için gerçekten sabır taşı oldum mahalleli çaput bağlayacak kıvama geldi bana. Kızım,evladım,çocuğum,böceğim gel bak küveti doldurdum köpüklü banyo yap "istemez" , sana pizza yaptım gel lan gel sosis koydum "istemez" yürüyelim biraz parka arabasız gidelim ananın yağları erisin a güzel çocuğum "istemiyüm". İstemiyümüş götüm.<br />
<br />
Az evvel banyo için tam tamına 34 dakika dil döktüm. Banyonun başında suya bakıyor fakat vay efendim girmem diye kıyamet koparıyor. Gel kendimizi boyayalım dedim "vaaaaaaaaa" gel bebeği yıkayalım "hüüüüüü" gir ulan eşşolusu seni bana parayla mı verdiler diye çemkirip bastım suya. Ağlaya zırlaya girdiği sudan vay efendim çıkmıcam diye ağladı bi süre. Sonra da ellerim neden buruştu diye ağladı.<br />
<br />
O an işte o sürekli isyan edip ağlayıp mızıklandığı an üzerime benzini döküp kendimi yakmak yok olmak kül olmak istiyorum. Ağla evladım ağla güzel çocuğum diye bıraktım banyoda. Gittim sabahın köründe çapağım gözümde votka shotladım. Döndüm banyoya. Aaa çocuk bi güzel. Beni görünce ağlamaya başladı çıkmam efendim çıkmam deyu. Çıkma kız ben de geliyom diye daldım yanına. Aaa kızım ağlayınca pek güzelmiş ay benim kızım inci dökermiş ay benim evladım pek tatlıymış,ballıymış. Lan hani içki bütün kötülüklerin anasıydı? Gayet güzel yea bak mis gibi o ağlıyo ben suratına bakıyorum gevrek gevrek. Köpüklerle oynarken sıkıldım dedi çıkçam dedi. Aaaa kız ölümü öp iki şampuan yapmadan şurdan şuraya bırakmam diye ısrar ettim. Kıramadı sağolsun. Lan ben bu çocuğun kafayı zaten şampuanlamıştım diye kendime geldiğimde 4.şampuanı yapıyordum. Oldu mu çocuğun kafa edip akbayram. Hasretinden yandı göynüüüm diye diye banyodan çıktık. onu giymem bunu istemem diye diye giyindi. Sıra geldi zurnanın zırt dediği olay olan saç taramaya. Hamileyken o kadar dua ettim şurası bana benzesin burası benim kopyam olsun diye diye hepsi tuttu tutmaz olaydı. Saçı aynı ben. Kıvırcık ve asla açılmayan model. Bi tutam alıp başladım taramaya. Tutamın sonu gelmeden kaçtı elimden sıpa. O önde ben arkada elimde balta var sanki nasıl kaçıyo anlatamam. Kıstırdım dolapla duvarın arasına taradım saçını. Kurulama olayı zaten yok fön makinesinin ucunu gördüğü anda başlıyo isyana. Oh bitti di mi bitti olum bitti yaşasın ulan diye koridorda bale yaparken eniştenizin ibretle bakan gözleriyle karşılaştım. Naber len küçük enişte derken tek gözüm seğiriyor olsa gerek abov diye kaçtı benden. Gaçma lan normalim zarar vermicem diye peşinden koşarken bayılmışım.<br />
<br />
Çocuk zor şey. Çocuğu ikna etmek daha zor şey. Fakat güzel şey. (Analık hormonlarının etkisi son cümle)meltohttp://www.blogger.com/profile/14983827463697041033noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4042380881474209732.post-4221502422852194772014-08-26T01:36:00.001+03:002014-08-26T01:38:07.287+03:00ÖlümKolay söylenip zor hazmedilen bi kelime değil mi? Ölen kişi için film bitiyor anladık da kalanlar için ne?<br />
Bi daha kokusunu hissedemeyecek olmak, sarılamayacak olmak, iyi veya kötü olayda bak benim başıma bu geldi diyememek,konuşamamak,dertleşememek,dokunamamak en acısı da o bir çift gözün sana bir daha hiç bakamayacak olması. Benim en çok canımı acıtan bir daha ismimi o insanın ağzından duymayacak olmak.<br />
Hepimiz ölücez. Geri kalan olmadığın sürece,geride sevgine muhtaç birini bırakmadığın sürece ölüm güzel. Belki bu sebepten daha evvel ölümden hiç korkmayan ben anne olduktan sonra ölüm diyince tahtalara vurup kulağımı çeker hale geldim. Belki bu sebepten anne olmadan evvel annelikten delicesine korktum. Her annenin ortak bi dileği vardır.Çocuğum ailesini kursun,kendini yalnız hissetmesin ben o zaman öleyim. Allah sıralı ölüm versin denir de sıralamanın ne zaman başlayacağı söylenmez.<br />
Ölümle henüz 10yaşındayken babam sayesinde tanıştım. Ne olduğunu bile anlayamadığım olayı babama yakıştıramadığım veya belki de çocuk aklımla "benim babam öldü" demeye utandığım için kimselere söyleyemedim.2sene sonra kuzenim 18 yaşında kendini 12.kattan attı yine ardında kalan biz olduk. Ölümle büyüyen insanların hep sevdiğime ya bişey olur korkusu vardır ya. Oldu. Sevdiğime de bişey oldu. O da öldü. Kızım doğduktan bir hafta sonra da dedem öldü. O hiç koymadı ama yalan yok. Tanımadığım etmediğim bi adamdı. Allah rahmet eylesin dedim geçtim.Annemle çok didişirim. O benim ben onun bi çok şeyini eleştiririz,söyleniriz tipik ana kız olaylarını yaşarız. Annem geçen sene kanser oldu,ölümden döndü. Ben ki ölüme bu kadar soğuk kanlı tavır sergilemeye yemin etmişken düşüncesi bile derbeder etti beni.<br />
Şimdi sıralı ölüm dedikleri bu mu? Yaşlarının benden büyük olması mı sıralı ölüm dedikleri? Yoksa ihtiyaç durumuna göre mi sıralı olması gerekiyor?<br />
<div>
<br /></div>
meltohttp://www.blogger.com/profile/14983827463697041033noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-4042380881474209732.post-23411708684285558662014-08-22T13:02:00.003+03:002014-08-22T13:40:04.854+03:00Robot"Acil durumda anneyi fişten çekiniz. Şalterini kapatınız. Görevlileri arayınız."<br />
<br />
<br />
Keşke her annenin kullanma klavuzu olsa ve kısa devre yaptığında bu uygulansa. Biz sabaha kadar oturup robot değiliz insanız ulaaaan diye haykırsak da robotuz. Üzgünüm. Hiç durmadan bişeyler yapan,kafayı sürekli çalıştıran, uykusundan evvel bile ertesi gün çocuğun yemeğini düşünen minik delirmiş devrelere sahip robot anneleriz. Bir de son sürüm çalışan hem evi idare edip hem de çocukla başa çıkan modeli var. Onlar uzay teknolojisi. Ben evden çalışıp yol,trafik çekmeden balatayı sıyırdıysam onlar sıyırsın. Hakları. Kimsenin de çıtı çıkmasın. Bütün gün evde olan anne robotlarımız sabah 6-8 arası mesaiye başlar. Bu mesai 20-22 arası son bulur. Çocuğun öğle uykusu anneye ilaç gibi gelir. Öğle uykusu çocuk gelişimi için ne kadar yararlıysa aynı doğrultuda annenin akıl sağlığını koruması için de gereklidir. Günün ilk yarısını park bahçe ya da çeşitli aktivitelerle kurtaran anne robotumuz ikinci yarıya kadar enerji toplamalıdır. Çünkü o ikinci yarı hiç geçmez. Çocuk uyandığı andan itibaren saate bakılıp son 7saat son 5saat son 3 saat kaldı diye geri sayım yapılır. Son 3saatten sonra anne robotumuzun içini hüzünle karışık bi seviç kaplar. Hüzünün sebebi neden ben böyle oldum ulan çocuğun yatış saatini 4gözle bekliyorumdan kaynaklıdır. Sevincin sebebi ise malum. Anneaaa kayu aç,annneaaaa davşan ol,annneaaaa arabayı camdan atalım mı? Söylemlerine maruz kalmadan iş,dizi,film,kitap,alkol vb gibi şeyleri yapacak olmasıdır.<br />
İstanbul'da oturuyorsa ve çocuğu sokak aşığıysa anne robotumuz yaz-kış demeden şehir hayatında survivor olur. Yazın gölge ve serin yerler kovalar,kışın AVM tercih etmiyorsa ani yağışta çocuğu kaçırabilecek mekan arayışına girer. Arabalıysa trafiği,toplu taşıma kullanıyorsa iş giriş/çıkış saati kalabalığını hesap eder. Yakın mesafeye gidecekse ve puset kullanıyorsa kaldırım genişliklerini/eğimlerini , puset kullanmıyorsa çocuğun elini sıkı sıkı tutmasını tembihler. Çocuk eli tutmazsa ya da aniden fırlarsa diye taşikardi olmayı ihmal etmez. Anne robotumuz evde madam montesorri,mutfakta james oliver,banyoda çocuk ağlamadan banyo yapsın diye palyanço,sokakta fantom,yatakta kış uykusundaki ayı gibidir. Anne robot yatağın düşüncesi bile aklına geldiğinde uyuyabilecek kapasitededir. Anne robotun en büyük aktivitesi parkta kaymaktır. Çocuğunun bi daha bi daha coşkusu eşliğinde plastikten mütevellit elektriklenmeyi umursamadan saçları bob ross kıvamına gelene kadar kayar. Götü pişer. Akşam saati olduğunda çocuğu yatağa basıp çılgın gece hayatı(?) başlayacak diye umutlanırken o yatakta istek hiç bitmez. Anne su, su verilir. Anne masal, 3kitap okunmuştur 4.ye başlanır. Anne çiş,çişe gidilir. Anne öpücük, sulu sulu öpülür. Anne kucak, sarılınır. Anne su, su verilir. Anne masal ,eeereeöööh eşşeğin ziki diye atarlanma yapılır. Anne kucak,sarılınır ama artık hafiften göz seğirmeye başlar. Anneaaaa anneaaa annneaaaaa derken annemiz bütün günün patlamasıyla "yat ulan eşşolusu"diye çemkirir. Aaa o da nesi çocuk uyur. Meğerse uykuya geçişte anahtar kelime buymuş der anne robot.<br />
Çocuk uyudu anne rahat sandınız di mi? NAH RAHAT NAH. Bu çocuğun bi de çocuğu günde 2saat görüp taş çatlasın yarım saati ilgilenen babası olur. Kendisinin yaşı kaç olursa olsun 4yaş çocuğuyla aynı ilgi alakayı bekler. Ya bi sırtımı kaşısana,meyve soysana,ooo kahve mi içiyoruz,internetten şuna bi baksana,bak bak ne biçim gol oldu,dinle dinle şu albüm yapmış diye diye o güzide saatleri hiç eder. Anne robotun istediği tek bir şey vardır oysa. HİÇ BİR ŞEYE BAKMADAN SADECE DURMAK.<br />
Anneleri sevin. Onlara sadece durma fırsatı verin. Vermeyenleri uygun bi dille uyarın,uyarmaktan anlamıyosa kafasına vura vura anlatın. Eşek değilse anlar. Umarım.<br />
<br />
<br />meltohttp://www.blogger.com/profile/14983827463697041033noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4042380881474209732.post-50727000215824065642014-08-20T23:36:00.001+03:002014-08-20T23:36:41.909+03:00krizÇocuk krizlerde. Bütün gün vaaa vaaaa diye anırarak ağlıyo. Sokağa çıkmak istiyorum diyo sonra da kapıda çıkmaaaaaaam diye ağlıyo. Çıkmıyo. Biz süsümüz püsümüzle evde oturup oyun hamurundan pasta üflüyoruz. Boncuk dizelim? YOK. Araba sürelim? YOK. Ben sprayle su sıkayım sen sil? YOK. Azcık takıl çizgifilm açayım? YOK. Ben kendimi camdan atayım anamı delirttim diye komşulara haber ver? YOK.<br />
İnsanım nihayetinde. Aktivite yaratıcam diye madam montessori oldum. Legolardan depresyon yaptım oyun hamuruyla da bi güzel sıvadım. 2yaş dedikleri olay hani herşeyin miladıydı yalancılar? Hani herşey düzelecek kuşlar cıvıldayacak ve biz kırlarda çocuğumla cıbıl ayak koşacaktık? Lan o yalan yalan. Yavrum evladımla kıra gitmek istesek evden çıkmaz, evden çıksak arabaya oturmak istemez, koltuğa otursa cam için kavga eder durumda. Kıra gitsek çime basmaz daha ona gidene kadar ne olaylar ne olaylar.<br />
Sakin kalıyorum allahtan çünkü hep beynim uyuşuk. Kulağım sağır. Bu sabah kriz mesaisi erken başladı. Kahvaltıda yumurtayla tartıştı. Vay efendim kabuğu neden parçalanıyo diye. Soyamadım demek yerine böylesi kolay tabi evladım. Soy dedim. Parçalanmasın diye başladı vaaaaa vaaaaa vaaa ağlamaya. Kabuğuyla ye gülüm dedim bol kalsiyum oooooh yarasın dedim (çünkü sabah sabah delirdim) yemicem dedi. Pekala kahvaltı etme kalkabilirsin karnın doyduysa dedim kalkmıcam dedi. Jandarma dedim. Jandarmıcam dedi. Sen tam olmuşsun yavrum allah bana güç kuvvet versin dedim vurdum kendimi likörlü kahveye. Aç olduğu için bi süre anırarak ağladı. Çizgifilm açtım ve sustu (oh) Baktım gözünün yaşı kurumuş çizgifilm saati bittiiiiiii diye giriş yapayım dedim. Yapamadım. Çizgi dememle aynı şiddetle başladı ağlamaya. Aaa deli diye kaçtım gittim yanından ne yapayım. Gözümde çapağım duruyo çocuk 2.tur ağlama krizine girdi yine. Tırnaklarımı uzatacaktım hesapta. Sinirden yarısını yedim plazalar arasında gecekondu gibi kalakaldı yediklerim. Haydi la la la parka gidelim dedim. İstemez dedi. Böyle de artist. İstemezmiş. Peki ben gideyim azcık sallanayım kaydıraktan kayayım ooooh falan diye park PRı yaptım. Bana baaaay diyerek taşak geçti afedersiniz. Aradan az zaman geçti manasızca boş duvara bakarken parka gidelim diye yanıma geldi. Hah şimdi de ben istemiyorum hadi yallah demek istedim çok. Diyemedim ama denir mi hiç? Parka gittik koşturdu arkadaşlarıyla tepişti oyuncak kavgasına tutuştu falan bi sürü macera. LAN! Bişey dikkatimi çekti. Hiç ağlama krizine girmedi. Derdin bana mı yavrum BANA MI LOLO EVLADIIIIM?!! Diyemedim. Bu mutlu güzide dakikaların tadını çıkartıp güneşin kabağında beynimi pişirdim.<br />
Eve gelmemizle banyoya girmicem,uyumıcam vay efendim onu giymicemle devam eden yarı ağlama krizli isyanları oldu. Ağlarken uyudu. Ben de uyumuşum. Uyandım gözümü açamıyorum üzerimde ağırlık. Ulan gündüz vakti karabasan mı geldi noldu diye bi panikledim bi debelendim. Baktım ağırlık tanıdık. Ağırlığı bi yokladım. Plastik ve ali babanın çiftliğini söylüyo. Karabasanın şekil almış hali böyle mi acaba allah allah derken kendisi üzerimden kalktı ve aynı hızla kalktığı yere geri geldi. Çocuk uyanmış. Kafama masalcı tırtıl zımbırtısını koymuş vura vura eserlerini icra ettiriyo. Allah belanı versin fışır pirayz böyle ağır oyuncak mı olur burnum kırıldı? Uyandım bi baktım çocuk sarıldı masalcısına döndü popoyu uyudu. Ulen madem uykuya devam neden beni uyandırıyosun? Uyurken saadet dolu dakikalar geçirdim. Mutfakta mutluluktan şarkı söyledim içime içime. Hem uykumu almıştım hem de çocuk hala uyuyordu. Uyandığında adeta bir melekti. Ay bi uyumlu,bi nazlı,bi tatlı. Aaa sabahki çocuk başkasınındı uyurken bişey oldu herhalde dedim. Fasülye yer misin güneş?Yerim. Yemekten sonra parka gidelim mi?gidelim. Allahım bitmesin bitmesin bu rüya diye şarkı söyledim oy maşallah benim kızımaaaaaa oooooy anası kurban olsun diye diye akşamı ettim.sorunsuz öğleden sonramızın keyfini çıkardım.<br />
Peki neden dayak yemiş gibiyim? Efendim bendeniz yüksek sese dayanamıyorum. Gözümü açar açmaz ağlamayla karışık çığlık sesine 2senedir alışamadım. Anneliğini tanımla deseler. Böyle mal gibi bişey oluyosun tövbe estafurullah derim. Eksikliğini gösterme allahım ama bi ayar çeksen şu ses olayına hiç fena olmaz. Biz çift olarak nasıl sakin tonda konuşuyosak çocuk tam tersi mikrofon yutmuşcasına konuşup ağlıyo. E haliyle bu bünyeye biraz değişik geliyo o.<br />
2yaş kriziyle ilgili okuduğum,yaladığım yuttuğum ne varsa bu ara herşey çöp. Ne çocuk kitaplardaki gibi ne de ben. Krizi atlatmanın kolay yöntemi diye bişey yok. Sussan konuş diye,konuşsan sus diye<br />
,gitsen kal diye,gitmesen git diye ağlıyo. Ağlıyo yani. Durduramıyosun. Keyfi ne zaman isterse o zaman kendi duruyo. Şu dönemde tavsiye edebileceğim şeyler deli gömleği,alkol,geniş bi beyaz tavan. Hepimize iyi delirmeler.meltohttp://www.blogger.com/profile/14983827463697041033noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-4042380881474209732.post-3411156829868996382014-08-03T21:28:00.001+03:002014-08-03T21:28:46.995+03:00Yemeyin annem yemeyin gülüm. Aynada kendime baktım ve dedim ki kızım meltem allah cezanı versin bu baldırlar,göbek,gıdı ne git allah aşkına bu göte tayt giyiyosun bide mal dedim.Son devasa boy çikolatayı yedim yattım uyudum. 5 Aralık sabahı beslenme alışkanlıklarımı değiştirerek güne merhaba dedim demek isterdim ama diyemedim. Çünkü açtım. Merhabayı bırak böyle günün içine sıçayım açım ulaaan diye dolaştım durdum. Kolay değil tabi bi bi tepsi midye yiyen,tam ekmek arası köfteyi gömen,büyük boy pizzayı tek nefeste mideye indiren bünyeye ekmeksiz haşlanmış yumurtalı domatesli kahvaltı isyan ettirdi. İlk bi hafta nasılsın diyene açım diyodum. Açtım çünkü hala açım. Son doyduğum gün 4aralıktı dostum değerini bilememişim.<br />
<br />
Bizim eve cips,kola,abur cubur girmez ezelden beri. Abur cuburla ilgili bi sıkıntı hiç çekmedim bu yüzden. Ama açlık fena. İlk bi hafta mideyi küçültmek,metabolizmayı şaşırtmak için ölmemek için beslendim. Çok çok az. Sabah bi yumurta,domates,yeşillik,mikro ebatta peynir yedim. Öğle yemeğinde serçe parmağımdan az büyük et ve salata yedim. Akşam da az pişmiş kabak,biber falan yedim. Ara öğünlerde de ceviz,keçi boynuzu,kuru kayısı yedim. Karbonhidrat,tatlı hiç yemedim. Böylelikle mideyi sırta yapıştırıp açlıkla yaşamayı öğrendim. (Baştan söyleyeyim herkesin bünyesi farklı benim daha evvelki diyetisyen tecrübelerinden yola çıkarak yaptığım bi olay bu.ona göre zayıflayacağım diye bayılıp kalmayın başıma,bozuşuruz.)<br />
<br />
İlk bi hafta ağladım inledim ama dayandım. Yemek olayını 18:00de bitirip üzerine damacanayla su içtim. Normalde de 4-5lt su içtiğim için su içme hadisesi beni hiç zorlamadı.<br />
<br />
Kendime hep küçük hedefler koydum. Giden her 5kilo için canımın istediği şeyi minimumda yedim. Doğumdan sonra 96 kiloydum. Hastaneden çıkarken 6-7 kilo eksiktin derler ya hep. Ben de hiç olmadı.Gayet doğuma girdiğim kiloda çıktım tombik tombik. Evdeki tartıyı kırdım sinirden. Mutsuzluktan,sıkıntıdan,lohusalık sendromundan dolayı da yedikçe yedim. Belki üzerine kilo almışımdır. 18.ay da yani olmayacak bu iş dediğim gün gittim bi tartı aldım o zaman da 77kilo çıktım. Aktif olarak emzirme,poposu kurtlu aktif bir bebeyle rejim yapmadığım halde 19kilo vermiştim.<br />
Rejimin yanına bir de düzenli yürüyüş yürüyüş kesmeyince de her gün 3km koşu ekledim. Benim gibi sigarayı içmeyip yiyen biri bile 3km koşuya 2günde alıştıysa herkes yapar,korkmayın. Ardından pilatese başladım o biraz kısa sürdü gerçi ama duruşum düzeldi o da bana kar kaldı. Hülya jillian michael diye bi kadın önerdi bana. İlk başlarda hülyanın kulakları epey çınlattıysam da şu an tıkanmadan 3.aşamayı hiç zorlanmadan yapabilecek kıvama geldim.Canımın içi kardeşim nebilenin hediyesi pilates cdleri,Spor ve rejim voltranı oluşturunca günde 200-300 gram verip bi hafta rejim bi hafta koruma yaptım. Koruma dediğim olay da yine karnımı tam doyurmadan,ekmek,makarna,tatlı yemeden geçen günler.<br />
Tatile gitmeden evvel 59a kiloydum. Tatilde epey alkol tükettiğim ve hunharca yediğim için şu an 61 kiloyum 38 bedenim. Hedefim de 55. Spor yapamıyorum çünkü yıldım. Hala 18:00 den sonra bişey yemeyip sadece sıvı besleniyorum. 55 kiloya indiğimde de 8aylık ağır bir spor programı bekliyor beni. Şimdiden ağlayacak gibi oluyorum ama yapıcam.<br />
<br />
Demem şudur ki; şişmanlık harbiden hiç iyi bi durum değil. Giyecek hiç bişey bulamıyosun, çocukla koşup oynarken uçan fil dombo gibi hissediyosun, ay benim götüm kapansın da yaz sıcağında ince hırka giyeyim kıvama geliyosun. Ben geldim. Siz gelmeyin. Az yiyin. Çok su için. Biraz hareket edin. Bana da bunları söyledim diye küfür etmeyin. Öptüm.meltohttp://www.blogger.com/profile/14983827463697041033noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4042380881474209732.post-38538521706992534302014-07-29T11:55:00.003+03:002014-07-29T11:55:21.140+03:00Güle güle memişler. İnsanlık için küçük güneş ve benim için hayatımızı değiştirecek bi adım atarak emzirmeyi bıraktım. 24ay 23günlük maceramız 28temmuz öğleni son buldu. Çocuk buruk biraz. Hissediyorum. Ben...Asıl ben darmadağınım. O kadar alışmışın ki onu doyurmakla başlayan olay aramızda çok güçlü bi bağ olmuş. Gece emzirmesini bırakalı çok oldu. Hastalık,azı dişi çıkarma bahanesiyle gece emzirdim. Kolay adapte olabilen bi çocuk olduğu için hastalığı,sıkıntısı geçince bak artık gce meme yok dediğimde hiç sıkıntı yaratmadı bana canını sevdiğim.<br />
<br />
Güneş memeye bağımlıydı. Yanına oturduğum zaman,karşılıklı oturduğumuz zaman,yürürken,parkta,bahçede aklına geldiği her an "anne memeyi aç" diye söylenirdi. Öğle uykusundan sonra aniden,daha evvel karar vermeden,emzirirken "sen artık kocaman bi çocuk oldun,seni çok seviyorum ama sürekli memede olma durumun beni üzüyor,son kez meme emiyorsun haberin olsun" dedim. İstediği kadar emdi,memelerle vedalaştı. Dışarıya çıktık, daha evvel ebeveynsiz giremediği oyun alanına 2 yaşını doldurduğu için tek başına girdi. Sevinçten sürekli çığlık attı,kendini kaybetmiş gibi ordan oraya koştu.eskiden beraber zıpladığımız alanda resmen bana nispet yaptı anneaaaa baaaak annneaaa bak diye :) Ben bu sırada ağladım biraz. Hem emzirmeye veda ettiğim hem de daha dün 2,5 ltlik kola ebatında olan bebe ne ara böyle bi çocuk oldu diyerek açtım muslukları. Eve geldik yemek,banyo,giydir faslından sonra bi meme diye hamle yaptı. Gel bak meme yok ama çilekli kefir var dedim içti ve yattı. Yatarken bi daha gündüz yaptığım konuşmayı yaptım. Emzirerek uykuya dalmıyodu ama yatmadan evvel mutlaka azcık da olsa emmek istiyordu. Konuşmadan sonra doğduğundan beri yatağında olan ama uyurken asla temas etmeyi tercih etmediği tavşanına sarıldı ve uyudu. Hepsi 20 dakika sürdü ve ben inanamadım. İlk geceye göre epey şahane olaydı bence.<br />
İlk geceyi kolay geçirdik. Sabah 6 gibi kalktı ve meme istedi. Çocuk oldun artık meme yok ama gel kucağımda keyif yapalım dedim karnım aç dedi. Ballı süt yaptım içmedi. Bi gece önceki kefirin kalan kısmını verdim. Afiyetle içti ve açım dedi. Çocuk 25ay boyunca ilk defa açım dedi ve ben o an içimden içimden göbek attım. Kahvaltısını güzel yedi. Hatta beklenmeyecek performasla çok bile yedi. Kahvaltıdan sonra park bahçe gezdirdik azcık. Eve döndüğümüzde epey yorgun haldeydi. Banyo yaptırdım dinlenelim mi biraz dedim. Evvela bi meme türküsü söyledi. Sonra anladı ki meme yok kucağıma çıktı sarıldı ve gözlerini kapadı.<br />
<br />
Meme düşkünü çocuk bu kadar kolay alışacak deselerdi ha ha hassiktir diye gülerdim ama şu an ben bile inanamıyorum.<br />
<br />
Gelelim olayın psikolojik tarafına; ben biraz kötüyüm. Çocuğun elinden bi hakkını almışım gibi hissediyorum. Biraz buruktu ilk gün ondan da çok üzüldüm. Bugün yani ikinci gün daha güçlü Güneş. Kendini oyalamaya çalışıyor belki de. 25 aydır alışık olduğu düzeni bi anda bozduğum için biraz pişmanım ama dediğim gibi günde bir kere emseydi daha emzirmeye razıydım.<br />
<br />
Şimdi daha güçlü bir bağ olacak diyolar. Memeye değil direkt sana ilgi gösterecek diyolar. O günlerin gelmesini sabırsızlıkla bekliyorum.<br />
<div>
<br /></div>
meltohttp://www.blogger.com/profile/14983827463697041033noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4042380881474209732.post-88291652041440468782014-07-22T20:17:00.002+03:002014-07-22T20:17:51.048+03:00İkinci çocuk. Güneş 6-7 günlükten densizin birinden gelmişti ilk "ne zaman kardeş gelecek" sorusu. Ne kardeşi ulan tek basamak IQ elimdeki çocuğun kullanım talimatını bilmiyorum NE KARDEŞİ??!! demek yerine loğusa kafası "kısmet" demiştim. Zamanla soru mutasyona uğradı "bu çocuk yalnız mı kalsın,bi kardeş yapıverin,tek çocuk hiç çocuktur" kıvamına geldi. Öncelerde düşünmüyoruz,imkanımız el verirse,eheheh bu işler kısmet ya falan desem de şimdilerde çocuğumuz olmuyo bizim diyorum. Çocuk daha çok küçük be kardeşim. Ne kardeşi??!<br />
<br />
Benden 18 ay büyük bi abim var. (Üzgünüm kızlar kendisi cillop gibi manita yaptı.Bekar kızlar eklesin duyurusu yapmıcam) Aramızdaki iletişimi,sevgiyi,dayanışmayı gördükçe diyorum ki kızım Meltem bi gözü karart. Kalbim sürekli gözü karart diye marş söylese de beynim diyor ki otur bok yeme.<br />
<br />
Bencillik,kolaycılık,zora girememe diyebilirsiniz. Ben iki çocukluk anne değilim. Eminim şahane bi duygudur eminim ikisinin sevgisi de bambaşkadır eminim eğlencelidir falan filan ama o arada ben ne olucam? Temel ihtiyaçlarımı bile 2senede rayına oturtamamışken şimdi kafadan bi iki sene daha mı? Yo dostum yo.<br />
<br />
Güneş ile 20 günlükten itibaren evde yalnızız.Haliyle 2senedir bi akşam sokağa çıkamamak,haftanın bi günü yapayalnız kalamamak beni yıprattı. Şimdi ikinci çocuğun ilk 2senesi değil gözümde büyümek evlerden ırak modundayım.<br />
<br />
Tek çocuk olanlarla konuşmalarımızda keşke bi kardeşim olsaydı diyen kişi sayısı çok az. Eksikliğini hissemedim diyolar genelde. E şimdi anket sonucum böyleyken rahat mı batsın be kardeşim bana.<br />
<br />
Ya bide ilk defa buradan itiraf edeceğim bi olay var. (Kalbinin kapılarını okuyucularına açtı) ortalıkta çoluk çocuk yokken milletin evladına ne çirkin çocuk,evlat olsa sevilmez,abov ne biçim çocuk yetiştirmişler,çaki mübarek diye sürekli üfürdüm. O kadar konuştum ki Güneş doğana kadar maymundan az evrilmiş canlı doğurucam dedim. Kız az güzel bişey çıkınca üfürmeye devam ettim(can çıkar huy çıkmaz) bu kadar sallamanın elbet bi karşılığı olur. olan da 2.çocuğa olur.<br />
<br />
Siz doğurmaya devam edin ben gelip uzaktan seveyim söz mana bulmam. Hepinizin üremesine sağlık.<br />
Öperim.<br />
<br />
<br />
<br />meltohttp://www.blogger.com/profile/14983827463697041033noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-4042380881474209732.post-8034000548423430332014-07-05T00:02:00.000+03:002014-07-05T00:02:04.467+03:002 seneDaha dün kolum kadar manasız bakan insan yavrusu bugün annneaa napıyon diyo. Kakamı tuvalete yapmıcam diye bana çemkiriyo. Sıç annem ortaya sıç diyorum keh keh gülüyo. Yemeklerden sonra afiyet olsun diyerek tabağını itiyo. Müzik dinlemeyi seviyo. Dans edemiyo komik oluyo. Resim çizicem diye makyaj malzemelerime dadanıyo. Kendime oje sürerken yeni sürülmüş ojeye parmak basıp iz bırakıyo. O parmak izi silinir mi kardeşim. Silmiyorum. Mis gibi bozuk ojeyle dolaşıyorum. Sabah kalkınca asabi oluyo konuşmuyoruz bi müddet. Sonra ayılınca günaydın diyo. Parka gitmeyi seviyo saatlerce süs havuzuna bakıp iç geçiriyo. Aklından ne geçiyo bilmek isterdim. Güvercinlere evden ekmek taşıyo. Kargalara tutkuyla bağlı. Kedilere,köpeklere,ağaçlara sarılıyo. O kadar güzel ki. O kadar sevgi dolu ki. İnanılmaz geliyo bunlar hep. Hadi artık eve gidelim dediğimde of diyo. Posta koyuyo bana. Karakterli epey. Kızdığımda,sabrım taşıp bağırdığımda gurur yapıyo. Çok ince tondan "annecim" diyo. O annecim bana mermi oluyo,bıçak oluyo,ok oluyo. Kalbime öyle korkunç saplanıyo ki ağzıma sıçaydım da bağırmayaydım çocuğa diyorum. Vicdan yaptırıyo bana serseri.Sarılıyo bana. Özür dilerim dediğimde ağlamaya başlıyo boynumda. O gözyaşlarını saklamak ve her kızdığımda onlara bakmak,aferin sana allahın salağı gerzek diye burnuma sokmak istiyorum. gülüyo,kahkaha atıyo,gülerken iç çekiyo. İnsan yani. Sen ben gibi. Çok garip. Ben yetiştiriyorum. Benim kopyam gibi hareket ediyo. Gülmesi bitince burnuna dokunuyo benim gibi. Kalem tutuşu bile benim gibi. Sevdiğimiz çizgi filmler bile aynı. Şarkı söylüyoruz beraber. İlk defa dinlediği şarkıları uyduruyo dıgıldıyo mırıldanmaya çalışıyo. Gerçekten bunların hepsi bana hayret veriyo. Saatlerce konuşabilirim hakkında, hiç tanımadığım birine bak abisi/ablası benim çocuk bu ben yaptım BEN YAPTIM! Diye göstermek istiyorum. Öğle uykusuna yatsın da azcık nefes alayım diye beklerken akşam yatınca da özlüyorum. Çok plansız ve belki de çok hazır olmadığım bi zamanda doğduğu için neredeyse ilk 5-6 ay bişey hissedemedim. Daha yapacak çok şeyim vardı nerden çıktı ki şimdi bebek diye düşündüğüm için devasa pişmanım. Her şey yapılıyomuş arkadaşım çocukla. Daha keyifli oluyomuş. Daha yorucu oluyomuş. Değmez mi? Değer elbet. Bana hayatımın bu güzel 2 senesinde inanılmaz duygu yüklemesi yaptı el kadar bebe. affetmeyi,boşvermeyi,şükretmeyi,vicdanlı olmayı,kendime iyi bakmayı,etrafımı görmeyi öğretti. İyi ki öğretti. Belki farkında değil ama beni güzel insan yaptı. İyi ki yaptı. İyi ki oldu. İyi ki bizim oldu. İyi ki doğurdum. Doğururken akşam güneşinin batırdığım,hayatıma ışık olan Güneş'im iyi ki doğdu.<br />
<img src="webkit-fake-url://37BD2183-B0F4-43BA-A960-002A54F6B6FF/imagejpeg" />meltohttp://www.blogger.com/profile/14983827463697041033noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-4042380881474209732.post-25452026497526927702013-08-29T15:28:00.001+03:002013-08-29T15:28:10.209+03:00Organik delirdim. Meyve sıkma benim işim yavrular. Çocuktan önce votkamıza olsun, üç harfli içkimize olsun, sağlıklı yaşam ayağına gaza gelip litrelerce tüketmek olsun evde bütün meyve sebzeyi hunharca sıktığım zamanlar oldu. Beyim bi ginger apple votka yapar aklınızı yitirirsiniz. Gerçi o yapmaz ben gerekli şeyleri sıkarım o karıştırır o yapmış olur. Alkışlar ona gider iltifatlar ona yağar. Katı gıdaya başlamaya niyet ettiğimizden beri de çocuğa zimmetli ev eşyamız oldu katımeyve sıkacağı. Niyet ettik diyoruz çünkü çocuk yemiyor içmiyor efendiler. İstikrarlı olucam ya her allahın günü sıkıyorum. Çocuk robotun sesinden ölümüne korkuyo. Zııııvvvvaaaaavvvvm diye her çalıştığında ödü götüne kaçıp anneaa diye paçam yapışıyo. Ben de açıyorum müziği veriyorum volümü hoppada zıppada 1 elmayı 15 dk da sıkıyorum. Apla çok suludur maşallah diye kakalanan elmadan bile en fazla 1 parmak su çıkıyor. Yarım kilo elma sıkıyom ben de çocuk iççekmiş gibi. Ambalajımız her gün hatta içilsin diye her dk değişiyor. Biberona koyuyorum bi fırt allah bereket versin. Biberondan suluğa geçiyor. Onda da bal yavrum hörk diye abandığı için boğazına kaçıyo. Ağlaması sızlanmasını geçirip sırta iki pat pat yapıp bardağa döküyorum. Bardakla içiyor azıcık sonra götü kurtlu yavrumun apansızca mama sandalyesinde oturmama krizi tutuyor. Neymiş bardak elinde dolaşa dolaşa iççekmiş. He gülüm he. İndiriyorum bardak elinde kokteyldeymişcesine oyuncaklarıyla sohbet içindeyken içmeye çalılşıyor. 2 parmak meyvesuyu bitemiyor hala sayınseyirciler. Ben ise bu sırada iç ulan eşşolusu diye çocuğuna sevgi gösterilerinde bulunuyorum. İçeceğini içip ki bu üç yudumdan öteye geçemedi geri kalanı kah parkeye döküp oynuyor,ağzına doldurup üzerime püskürtüyor birtakım itlik peşinde koşuyor. Noldu hanfendi meyve suyu içiyor hesapta. Mutfaktaki her tarafına meyve posası yapışmış robotu en erken 2 saat sonra yıkayabildiğim için nimetten tiksinir hale geliyorum. Minik minik yıka arındır kurut puzzle gibi tak. Ne için ha dostlar çocuk vitamin alsın damak zevki gelişsin. Anasının elleri hoşafa dönsün, içircem diye sinir hastası olsun. Oldu anam.meltohttp://www.blogger.com/profile/14983827463697041033noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-4042380881474209732.post-7334119813435857562013-08-21T23:06:00.000+03:002013-08-21T23:06:02.281+03:00Of!<br />
<br />
Parka giden yola bakan bi evde çoluk çocuk doluşuk bi ev var. Yabancılar belli. Çocukların hali perişan. Bakkala sordum suriyeden gelmişler dedi . Ev sahibi olacak götoğlanı kalabalıklar diye evi neredeyse iki katına kiralamış. Fırsatçı piç. O çocuklar çocuk gibi değiller. 4-5 yaşında koca koca adamlar bakıyor. Acaba o pezevengin evladı bu çocuklara banknot gibi değil de insan göZüyle baksaydı bunu yapabilir miydi? Kaçmış lan insanlar. Anılarını, hayatlarını, sevdiklerini, işlerini bırakıp kaçmışlar. Neyine çıkar sağlıyon hala daha ibne. Ettiğim bütün küfürler anasının ak sütü gibi helal olsun.<br />
Bugün hiç yapmamam gereken bişeyi yapıp suriyeli bebeğin görüntüsünü izledim. Bir oda dolusu ölü çocuk fotoğrafını gördüm. Yazarken bile gözlerim doluyo. Anneler gözünden bile sakındığı yavrularının kokusuyla ciğerlerine o huzuru çekemeyecek. Sarılıp öpemeyecek. Yav o kadar korkunç bi durum ki allah hiç bi anneye bunu yaşatmasın. Toparlanamıyorum bi türlü. Güneş'e sarılıyorum içim kan ağlıyor, utanıyorum. Huzurum batıyo resmen, nefes alamıyorum.<br />
Kol mesafemdeki yavruma bakıyorum camdan vuran ay ışığında. O kadar güzel, o kadar savunmasız ve o kadar bana muhtaç ki allah hiç bir zaman onu bu kötü adamların gazabına uğratmasın. Hiç bir çocuk kötü kalpli leş insanların kocaman çıkarları uğruna üzülmesin, ölmesin. Bütün çocuklar hep gülsün ulan. Çok mu şey istiyorum?<br />
<div>
<br /></div>
meltohttp://www.blogger.com/profile/14983827463697041033noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4042380881474209732.post-9393414061944779482013-08-14T16:30:00.001+03:002013-08-14T16:30:18.984+03:00Benim beyim benim kararım. <br />
Benim adam ilk tanıştığımızda istAnbulun en ünlü klübünde<br /> barmendi (isim verme beynini akıtırım dedi) Adam gündüz tos tos uyuyup benim iş çıkış saatimde işe gittiği için bi süre yüksek volüm eşliğinde bakışarak canım gülüm zamanlarını geçirdik. Barın köşesinde tüneyip adam ne verdiyse içtim içtim içiyordum efenim. Canım cicim zamanları bide sarhoş olsam da çaktırmayıp yanından ayrıldığımda salıveriyodum kendimi. Bigün izin alıcam erken çıkıcam hiç olmazsa bi yerde oturup muhabbet edelim dedi. Ay allah kahretmesin demez olaydı. Oturdum içiyorum bi yandan da bunun karılarla kızlarla içki alışverişinde ettiği muhabbeti dikizliyorum artık içkinin içine ne koyduysa nuri alço kılıklı ben bi fena oldum. Yığılıp kalıcam ama kalamıyorum. Kızım dedim kendine gel lokum gibi bebe eğer dağıtırsan suratına bakmaz. Neyse çıktık adam gibi sohbet edek dediği yer de meyhane. Orda da içtik sıçtık. Ben iyice ponç oldum. Amacı neyse artık o kadar içirmekte tecavüzcü kılıklıya bak hele. Neyse anacım dedim ben taksiye atlar giderim sen beni merak etme. Yok gel yürüyelim iki adım yer açılırsın diye sürükleye sürükleye yürütmeye başladı beni. Mojito ile başlayıp rakı ile sonlanan bi gecenin getirisi olarak da kustum kuscam afedersin. Bi yandan istiklalden çıksak da geniş geniş kussam diğer yandan da şu adamı yanımdan savsam derdindeyim. Ben fenayoooooooğğğğğğğğğğkkkkkk diye olduğum yere mideyi boşalttım. Kusarken yere baktığım için adamın sıtayliş adidaslarının tekinin töbe estafurullah bi acayip renk olduğunu gördüm. Aaa ulan öğlen kokoreç yemiştim ben falan oldum.<br />Adam nasıl tiksindiyse artık benden çöp gibi bırakıp kaçtı apartmana. Bu terbiyesiz adam çöp gibi bıraktı kaçtı ama ertesi sabahta zabaan zıbınında kapıya dayanıp evlenme teklifi etti. Aferim lan diyip hemen o gün evlendik demeyi çok isterdim. Epey meşakatli oldu evlenme yolumuz. Onu da sonra anlatırım. Hepiniz kokoreç yerken yukarıdaki kusuş anını düşünün. Yemeyin, yiyemeyin. Bütün kokoreçler benim olsun. Hayırlı işleeer bol kusuşlar<br />
meltohttp://www.blogger.com/profile/14983827463697041033noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4042380881474209732.post-29508518614109441352013-08-13T14:13:00.000+03:002013-08-13T14:13:21.811+03:00Nabıyonuz anam eğleniyonuz mu?<br />
<div>
<span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0); font-weight: bold;">Olum kaşlarım medeniyet kurmuş,dile gelmiş cımbıııız biraz cımbız diye inliyor ben kuaföre ne zaman giderim muamma. Saçlarımla birleştirip hun imparatoru havası vereyim diyorum onu da beceremiyom. Adam yakında çim biçme makinasıyla dalsa sesimi çıkarmam uslu uslu biçtiririm kendimi.</span><br />
<div style="font-weight: bold;">
<span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"><br /></span></div>
<div style="font-weight: bold;">
<span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Şuan sokağa çıkmam gerekiyor. Ben ise bezini taktırmamakta direnen bebeme dil döküyorum. Gel gülüm çişini yaparsın çöldür çöldür, gel çocuğum götün üşüyecek, gel kuzum ortalığa çiş yaparsan sıçarım bacaana eşşolueşek. İnadına da kime çekti lan bu çocuğun derken aynada kendimle yüzleştim. Neyse konudan uzaklaşmayalım.</span></div>
<div style="font-weight: bold;">
<span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"><br /></span></div>
<div style="font-weight: bold;">
<span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Küçümenken ne rahattı evire çevire giydirip, allayıp pullayıp hop beş dakkada beşiktaş. Şimdi çocuğa bi tişört giydirmek için girmediğim şekil kalmadı. 27 yaşındayım lan el kadar çocuğa gülüm bAlım yapıyom. Hay adaletine tüküreyim. Eskiden böyle miydi azizim? Gel ulan buraya diye saçtan sürüklenip bacak arasına sıkıştırdığın gibi bitti gitti yallah. </span></div>
<div style="font-weight: bold;">
<span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"><br /></span></div>
<div style="font-weight: bold;">
<span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Televizyon ünitesinin tepesine çıkıp ordan koltuğa zıplama denemesi yapıyo şimdi de. Evi komple sünger kaplamak istiyorum olum. Çok mu şey istiyom? Yürümeye başlayınca zorlancan diyenlere selam eder çenelerini bağına sıçarım arkadaş. </span></div>
<div style="font-weight: bold;">
<span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Zorlanıyorum olum. Çocuk uyuyunca sevinçten halay çekecek kıvama geliyorum. Gelen giden de yok bakmaya. Bi gün deliricem evde çocukla bir bokumla oynarken bulacaksınız haberiniz olsun. </span></div>
<div style="font-weight: bold;">
<span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"><br /></span></div>
<div style="font-weight: bold;">
<span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Aha çocuk oyuna dalmışken takayım bezini de alemlere akayım vuhuuuuu. Çocukla alem=çocuk parkında gölge salıncakta sallanma keyfi. </span></div>
<div style="font-weight: bold;">
<span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"><br /></span></div>
<div style="font-weight: bold;">
<span style="background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Bu arada tanıdığım kim varsa bodrumda tatilde. Rezilsiniz,topsunuz! Terbiyesizler! Bodrumda olan varsa unutsun okuduklarını. İstemiyom olum okumayın banane. Tatilde olmayıp tatil diye inleyen bünyeleri öperim. Onlara sevgiler, onlara saygılar. </span></div>
</div>
<div>
<br /></div>
meltohttp://www.blogger.com/profile/14983827463697041033noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4042380881474209732.post-4587608358850348682013-08-13T00:58:00.002+03:002013-08-13T07:43:19.479+03:00Doğurdum,büyütüyom anlıyon mu.<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<br />
<div style="-webkit-composition-fill-color: rgba(130, 98, 83, 0.0976563); -webkit-composition-frame-color: rgba(191, 107, 82, 0.496094); -webkit-tap-highlight-color: rgba(26, 26, 26, 0.296875); -webkit-text-size-adjust: auto; font-family: Noteworthy; font-size: 18px; font-weight: bold; line-height: 24px;">
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="-webkit-composition-fill-color: rgba(130, 98, 83, 0.0976563); -webkit-composition-frame-color: rgba(191, 107, 82, 0.496094); -webkit-tap-highlight-color: rgba(26, 26, 26, 0.296875); -webkit-text-size-adjust: auto; font-family: Noteworthy; font-size: 18px; font-weight: bold; line-height: 24px;">
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Ben doğuralı yıl oldu. Götüm anca yer gördüğünden 13 ay sonra anca dönüş yaptım. İdare edin canısılar. Bebem kurtlu çünkü. Hobi olarak oturuyor uslu uslu oyun oynuyor desem yalancının flama taşıyanı olurum. Kuduruk ama uslu yenidoğandı. Uykusuzluğu hariç bi eziyeti yoktu bal yavrumun. Madem anam 1 sene rahat etti lohusa bunalımından da sıyrılmış gözüküyor dedi verdi coşkuyu. </span></div>
<div style="-webkit-composition-fill-color: rgba(130, 98, 83, 0.0976563); -webkit-composition-frame-color: rgba(191, 107, 82, 0.496094); -webkit-tap-highlight-color: rgba(26, 26, 26, 0.296875); -webkit-text-size-adjust: auto; font-family: Noteworthy; font-size: 18px; font-weight: bold; line-height: 24px;">
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="-webkit-composition-fill-color: rgba(130, 98, 83, 0.0976563); -webkit-composition-frame-color: rgba(191, 107, 82, 0.496094); -webkit-tap-highlight-color: rgba(26, 26, 26, 0.296875); -webkit-text-size-adjust: auto; font-family: Noteworthy; font-size: 18px; font-weight: bold; line-height: 24px;">
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">5.5 aylıkken serbest sürünüşe,7 aylıkken profeyşınıl emeklemeye, ve yaşında da çılgınca yürümeye başladı. Bi ara puseti görünce götü yanmış kedi gibi olsa da şu an pusetle pek bi içli dışlı. Yürümekten asfalta yapışacak kıvama gelene kadar yorup pusete bastığım gibi ohoooo bas gaza meltem bas gaza. </span></div>
<div style="-webkit-composition-fill-color: rgba(130, 98, 83, 0.0976563); -webkit-composition-frame-color: rgba(191, 107, 82, 0.496094); -webkit-tap-highlight-color: rgba(26, 26, 26, 0.296875); -webkit-text-size-adjust: auto; font-family: Noteworthy; font-size: 18px; font-weight: bold; line-height: 24px;">
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="-webkit-composition-fill-color: rgba(130, 98, 83, 0.0976563); -webkit-composition-frame-color: rgba(191, 107, 82, 0.496094); -webkit-tap-highlight-color: rgba(26, 26, 26, 0.296875); -webkit-text-size-adjust: auto; font-family: Noteworthy; font-size: 18px; font-weight: bold; line-height: 24px;">
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">İlk dişi de 5ay 25 günlükken çıkardı. Bi gün beyimin kafaya meteor düşüp kalk bi aveme dolaşak senin şu pacoz haline magazalarda derman bulak dedi. Ben de hele hüle diye hazırlanırken güm diye bi sesle ev sallandı. Odaya bi gittim çocuk tüm endamı ile yerde! Başında beklesin diye diktiğim çocuğun babası olacak ademceyiz de mutfakta soda peşinde. Ben böyle bir korku yaşamadım arkadaş. Çocuğu kaptığımız gibi gitiik acıbademe(para bok biliyon mu) rontgende gördü doktor çocuğun dişi bak anası önden 2 diş geliyo haberiniz olsun diye verdi müjdeyi. O saniye diş buğdayına kimler gelecek nasıl bir davet verelim falan diye düşünürken lan ne daveti çocuğun ilk okul masrafını hastaneye gömdüğümüzü hatırladım. Kısır yaparım oturur kemiririz lan neyine senin davet. Sonraki dişerde hep bir ağızdan çıkıcaz ulaaan dişiz biz diye lap lup çıkmaya başladı. Şuan ağzı parçalı beyazlı yavrumun 15 dişi var.</span></div>
<div style="-webkit-composition-fill-color: rgba(130, 98, 83, 0.0976563); -webkit-composition-frame-color: rgba(191, 107, 82, 0.496094); -webkit-tap-highlight-color: rgba(26, 26, 26, 0.296875); -webkit-text-size-adjust: auto; font-family: Noteworthy; font-size: 18px; font-weight: bold; line-height: 24px;">
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="-webkit-composition-fill-color: rgba(130, 98, 83, 0.0976563); -webkit-composition-frame-color: rgba(191, 107, 82, 0.496094); -webkit-tap-highlight-color: rgba(26, 26, 26, 0.296875); -webkit-text-size-adjust: auto; font-family: Noteworthy; font-size: 18px; font-weight: bold; line-height: 24px;">
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Çocuğun deyişiyle"memöö" ye tam gaz devam. Meme için deliren hanfendi ek gıdA serüveni başladığından beri toplasan 2 yumurta yememiştir. Zorlamıyorum ama yani ben de anayım arkadaşım . Uçak geliyoyu bile yaptım yok anam yok gülüüm çocuk iştahsız.</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">13 ayın arasını kapatırcasına yardıracağımı sizi temenni eder gözlerinizden öperim. Dağılabilirsiniz canım.</span></div>
<div style="-webkit-composition-fill-color: rgba(130, 98, 83, 0.0976563); -webkit-composition-frame-color: rgba(191, 107, 82, 0.496094); -webkit-tap-highlight-color: rgba(26, 26, 26, 0.296875); -webkit-text-size-adjust: auto; font-family: Noteworthy; font-size: 18px; font-weight: bold; line-height: 24px;">
<br /></div>
meltohttp://www.blogger.com/profile/14983827463697041033noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-4042380881474209732.post-2666143773967043442012-06-12T10:10:00.000+03:002012-06-12T10:10:08.399+03:00Babam, günün kutlu olsun!<span style="font-size: 12px; line-height: 18px;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Yazlığa giderdik.Elalemin çocuğu sokaklarda fink atar denize girer bilmemne biz oturur evde abim Bora ile kırmızı ergeneci test kitaplarından çılgınca test çözerdik. İsyan ederdik içten içe annemize kaçalım falan diye. Sonra hadi çocuklar giyin mayolarınızı derdi babacığım hürraaa bi kıyamet denize giderdik, yüzerdik, eğlenirdik kaçma planlarını ertelerdik hep. Hem disiplinli hem de çok katı bi adamdı babam.</span></span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px;"><br />
</span><br />
<span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px;">Abimle babama gittiğimizde bizi evde karısıyla bırakmazdı hiç. Muaynehaneye götürürdü. Orda da yine kırmızı ergeneci kitabı ile test çözerdik. Gündüz hastalar falan derken balataları yakıp kükreyen babam akşam eve geldiğimizde yıh yıh diye gülüp eğlendirirdi bizi. Kırmızı ergeneci kitaplarında da, sürekli babamı sinir krizlerine sokan hastalarından da nefret ederdim!</span><br />
<span style="font-size: 12px; line-height: 18px;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />
</span></span><br />
<span style="font-size: 12px; line-height: 18px;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Barış Manço'nun şarkısı vardı "AYI" diye. O şarkının içinde "aslan baba sen çok yaşa" sözü geçerdi. Abimle o şarkıyı söylerdik canhıraş çocuk çığlıklarıyla babamda "ah canlarım" diye severdi bizi. </span></span><br />
<span style="font-size: 12px; line-height: 18px;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />
</span></span><br />
<span style="font-size: 12px; line-height: 18px;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Bigün yine abimle krizlere girdik. Annemizi isteriz diye çılgınca ağladık. O sessiz sedasız anneannemi aramış anneannem bizi gelip almıştı. En son muayenehanenin terasında elinde sigarası demir sandalyede oturup bize doğru bakarken gördüm onu.</span></span><br />
<span style="font-size: 12px; line-height: 18px;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />
</span></span><br />
<span style="font-size: 12px; line-height: 18px;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Sertti babam. Kalkmadı bi öpmedi bizi. Ağlamayın işte gidiyosunuz ananıza demedi. Uzaktan sadece baktı. Çocuk aklı bizde gidip sarılamadık korkudan.</span></span><br />
<span style="font-size: 12px; line-height: 18px;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />
</span></span><br />
<span style="font-size: 12px; line-height: 18px;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">96 yılında yukarıda bahsettiğim olayın üzerinden 1 sene geçtikten sonra annem elinde bir gazete ile geldi. Babanız ölmüş başımız saolsun dedi. Abim çılgın kıyamet ağlarken ben acaba babam tabuta nasıl sığdı? Kim taşıdı o kadar kilolu adamı diye geçirdim içimden. İri adamdı babam. 1,90 küsur boyu kilolarca kilosu olan bi adamdı. </span></span><br />
<span style="font-size: 12px; line-height: 18px;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />
</span></span><br />
<span style="font-size: 12px; line-height: 18px;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Ağlayamadım çok uzun zaman. İdrak edemedim. Bir de cenaze görmediğim için sanırım çok inanamadım öldüğüne. Hatta öldüğüne inanmadığım için kimseye "benim babam öldü" diyemedim. Herkes babamı yaşıyo sanıyodu. Abimle aynı okulda olduğumuzdan dolayı aslnda herkes biliyomuş durumu benim haberim yok. </span></span><br />
<span style="font-size: 12px; line-height: 18px;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />
</span></span><br />
<span style="font-size: 12px; line-height: 18px;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Ağlamadım,ağlayamadım çoook uzun süre.</span></span><br />
<span style="font-size: 12px; line-height: 18px;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />
</span></span><br />
<span style="font-size: 12px; line-height: 18px;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />
</span></span><br />
<span style="font-size: 12px; line-height: 18px;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Hayat bi şekilde devam etti. Yeri geldi içlendim. Hatta ergenliğimin tavan yaptığı seneler çılgınca ekmeğini yedim babam öldü benim diye. Çok depresif oldum.Sonra geçti ama.</span></span><br />
<span style="font-size: 12px; line-height: 18px;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />
</span></span><br />
<span style="font-size: 12px; line-height: 18px;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Büyüdüm evlenmeye karar verdim. Klişe aile tanıştırma derken beni istemeye geldiler. Allahın emri kısmından sonrasını hatırlamıyorum. O nasıl bir ağlamaktır arkadaş. İnsan en mutlu gününde böyle ağlar mı demeyin. Ağlar. Öyle bi koydu ki babasızlık o gün. En mutlu günlerimden birini kalbimde hafif bi sızı eşliğinde hatırlarım bu yüzden. Evlendiğimde de bi burukluk falan yoktu içimde ne yalan söyleyeyim şimdi. Telaştan koşturmadan ağlamaya fırsat kalmadı.</span></span><br />
<span style="font-size: 12px; line-height: 18px;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;"><br />
</span></span><br />
<span style="font-size: 12px; line-height: 18px;"><span style="font-family: Arial, Helvetica, sans-serif;">Kendisi ile ne bir doğum günü,ne bir yılbaşı ne bir bayram ne de bir babalar günü kutlamışlığım var. Baba kavramı nedir, evin içindeki baba figürü ne işe yarar şimdi yavrucanım ile birlikte bende sevdiceğim sayesinde yaşayacağım. </span></span><br />
<div style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 18px;"><br />
</div>meltohttp://www.blogger.com/profile/14983827463697041033noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-4042380881474209732.post-64613254405012073332012-06-01T07:48:00.001+03:002012-06-01T07:49:22.338+03:00Kocamın içine İzzet Altınmeşe kaçtı a dostlar!Gebelik hormonundan mı kendi cinsliğimden mi bilemediğim sinir,stres<br />
duygusallık, her şeyi götümden anlayıp doğrusunu anlayana kadar anlatanı hayatından bezdirme halim mevcut. Her şeye ama her şeye takığım.<br />
<br />
Hal böyle olunca sevgilimin tahammül sınırlarını zorladığım için adam haliyle çoğu şeyi bana çaktırmadan yapar oldu. Adam o kadar haklı ki içime koca karı kaçtığı için mütemadiyen söyleniyorum. Gerçi hoş yaptığı işleri çaktığım anda da söyleniyorum. O daha da fena.Çekilir dert değilim valla.<br />
<br />
Sevdiceğim işi gereği takım elbise giymek mecburiyetinde. Normalde sezon başı beraber gidip takım elbise,ayakkabı seçeriz birlikte. Adam takım elbise giymeye 30undan sonra başladığı için e haliyle tek başına beceremiyo naapsın? Allah onu da öyle yaratmış.<br />
<br />
Çenemden ve benim işlerimden dolayı dün sezonluk alışverişini kendisi yaptı. Eve geldiğinde aldıklarını bayramlık velet edası ile bir bir gösterirken ayakkabıları kutusundan çıkarttı. Ve o an hanemize güneş doğdu. Evimiz ışıldadı. Pabucun tekinde gözlerimdeki hayreti, diğer tekinde ise ağzımın beş karış açıklığını gördüm. O an sevdiceğim ile geçirdiğim yıllar gözümün önünden film şeridi gibi geçti. Pabuç, pabuç değil kulis aynası mübarek. Pırıl pırıl, şıkır şıkır.Şoku atlatıp işi dalgaya vurunca sevdiceğim olacak içine flash tv sunucusu kaçmış adam haliyle bozuldu biraz. Verdim çeneyi ben de. Adamın ne türkücülüğü kaldı,ne pavyon fedailiği, ne de içinde büyüttüğü efsanevi kırocan. Kendisini morartıp, intihar eşiğine getirinceye kadar söylendim allah söylendim. Amacıma ulaşıp adamı ayakkabılardan soğuttum." Ya bunlar mağazada böyle durmuyodu harbiden çok çirkinmiş" dediği anda verdim ayarı,verdim hürrem taktiğini yolladım ayakkabıları değiştirtmeye. Az zaman sonra da insani parlaklıktaki pabuçları ile eve gelince de verdim sempatikliği verdim neşeyi.<br />
<br />
Bi de dırdırla hiç bişey hallolmaz derler.Götümü yesin onu diyenler.meltohttp://www.blogger.com/profile/14983827463697041033noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4042380881474209732.post-6771570032130950952012-05-16T11:34:00.001+03:002012-05-16T12:15:02.822+03:00Bebem dile geldi.05:30<br />
<div>Annem olacak kadın kalksın da karnımı doyursun diye tam 1 saattir tekmeliyorum. Nasıl derin uykudur bu osura osura uyuyo hala daha. </div><div><br />
</div><div>05:45</div><div>Sonunda uyandırdım. Ayağa kalktığını anlayabiliyorum çünkü epey sarsılıyorum ayağa kalktığında. Mutfak en sevdiğim yer olduğu için hemencicik mutfağa gittiğini ayırt edebiliyorum. Ama bu anam olacak zilli kadın pembe o iğrenç hapı içip yatağa,uyumaya geri döndü. İsyan edicem şimdi. Tekmeleyip durayım da rahat ettirmeyeyim.</div><div><br />
</div><div>07:00</div><div>Müzikli ses ile uyandı nihayet. Bıyıklıyı uyandırdı. Aç bırakıyo falan ama sesi pek bi huzurlu bu kadının be. Nasıl güzel konuşuyo bıyıklıyla.Bunlar tatlı tatlı konuşurken ben rahat durur muyum tabi ki de bastım tekmeyi bastım yumruğu. Annem bak bak hareket ediyo ne güzel koy elini dediği anda bıyıklı eli koyar koymaz duruyorum ki gıcık olsunlar. Elini çekince veriyorum coşkuyu. Oh.</div><div><br />
</div><div>07:30</div><div>Bıyıklıya el sallıyoruz pencereden. Annem çevremdeki ne var ne yok anlatmaya çalışıyo.Bak çocuğum bu martı,bak çocuğum bu kedi,bak çocuğum bu ağaç. Hala daha peynirden,zeytinden, reçelden ses yok. Varsa yoksa martı,börtü böcek. Bak annee bu da nah deyip hareket çekiyorum ama ay benim kızımın hoşuna mı gitmiş diyip beni iyice uyuz ediyo. Kendimi ifade etmeyi bi türlü öğrenemedim. Sinir oluyorum.</div><div><br />
</div><div>08:30 </div><div>Saatler süren açlığım nihayet son buldu. En sevdiğim şey domates sanırım,yedikçe bi coşku geliyo bana sorma. Bide arada susamlı bişey yiyo onu da seviyorum. Karnım doyduğuna göre uyuyabilirim artık.</div><div><br />
</div><div>09:00</div><div>İki dakika uyuyayım dedim kıpır kıpır kadın arkadaş. Sürekli sallanıyorum içeride. Bi otursa da rahat rahat uyusam. Bi yandan da sallanmak da hoşuma gitmiyo değil. Aa ne güzel oluyo be tatlı tatlı. </div><div><br />
</div><div>11:00 </div><div>Süt tadı geldi diye uyandım.Pek sevindim hatta çılgınca sevindim. Sütü içtikten sonra biraz uzanıyo sanırım karnına da bişey sürüyo vıcık vıcık. Ovalıyo falan. Fırsat bu fırsat dayıyorum popomu bende. Sırtıma, popoma her yerime masaj yapıyo. Uyuyoruz sonra.</div><div><br />
</div><div>12:00</div><div>Tüy yumakları geldi dayadılar kendilerini bana gır gır gır sesle bi rahat vermediler. Bide patileriyle yoğuruyolar sanki beni pek bi hoşuma gidiyo. Karşılık olarak ben de elimi dayıyorum aklı gidiyo salakların.hohohoh.</div><div><br />
</div><div>12:30</div><div>Geçti yine o bilgisayarın başına renkli renkli bişeyler yapıyo. Bi yandan da açtı gıy gıy müziği nefret ediyorum anlatamıyorum ki arkadaş.Tepkimi oynamayarak vereyim diyorum yapamıyorum.Sıkışık burası, müzik berbat, hayat beni şimdiden çok yordu.</div><div><br />
</div><div>14:00 </div><div>Uyandığımda hortum şişmiş gümbür gümbür yiyecek bişeyler geliyodu. Ispanak yiyiyo yine bu ya. Nefret ediyorum. Yine çişimi yapıp onu içmeye mahkumum arkadaş.</div><div><br />
</div><div>16:00</div><div>Bu ayakkabıları giydiğine göre yürümeye çıkacak annecim. Yürümesi iyi de merdiven olayı çok can sıkıcı. Sıkışıyorum her basamakta. Sokakta herkes çok güzel olduğum için bakıyo bana. Buruşuk yüzlü kadınlar ellerini koyuyo başımın üzerine. Seviniyorum. Sallanmaktan uyuyakalıyorum sonra.</div><div><br />
</div><div>17:30</div><div>Çikolata yiyiyo yaşasın! O kadar seviniyorum ki kordonla düğüm oluyorum.Kendimi çözebilmek için epey uğraşıyorum. E haliyle yoruluyorum annemde o ara mutfakta bişeyler yapıyo. Elim kolum birbirine girmiş bi şekilde bu sıkışık yerde izlemeye çalışıyorum.<br />
<br />
18:10<br />
Bıyıklı geldi. Seviyorum bu adamı. Annemi öptükten sonra benim de yanağımdan öptüğünü sanıp kolumu,bacağımı hatta bazen popomu öpüyo. Hoş geldin beş gittinden sonra kayboluyo ortadan.Az zaman sonra annem açık havalı bi yere çıkıyo. Babam olacak bıyıklı da orada. Evdeki kanatlı hayvanattan büyük kanatlı hayvanlarla uğraşıyo. Yem falan verip,onları uçuruyo.Çok acaip. Annem de bi yandan sesli sesli bi şeyler okuyo. Bi ara ne güzel aslan kardeşli kitaplar okuyodu bana.<br />
<br />
19:30<br />
Hah işte en sevdiğim anlardan biri daha geldi çattı. Yemek yiyolar. Annem olacak embesil paso su içiyo.Ay çıldırtacak bu kadın beni. Zaten su içindeyim kardeşim azıcık fazla katı bişey yesen de karnım iyice doysa.<br />
<br />
21:00<br />
Annem ayaklarını uzatmış, bıyıklıya da dayamış sırtını. Oh on dönüm bostan yan gel yat osman. Keyfi yerinde olduğunu hissedebiliyorum. Bu arada akşamları tek eğlencem bunlar televizyon izlerken annemin karnında keşfettiğim içi sarı su dolu keseye basıp basıp zıplamak. Ay nasıl eğlenceli bi bilsen. Gerçi iki de bir annem gidip o suyu boşaltıyo ama olsun yarın saat sonra tekrar doluyo hop bi daha zıplıyorum.Çok eğleniyorum çok.<br />
<br />
23:00<br />
Şu 32 haftalık hayatımda en çok nefret ettiğin ne diye sorsalar diş macunu derim. Ben böyle iğrenç bişey görmedim,bilmiyorum,tatmadım. Annem ne zaman dişlerini fırçalasa içim dışıma çıkıyo saçma sapan hareketler yapıyorum. Kadın da dayanamıyo bazen kusuveriyo. Hayda sabaha kadar aç kal işin yoksa. Sabah akşam çekilecek dert değil cidden.<br />
<br />
02:00<br />
Annem, çimenler üzerinde koşup şarkılar söylüyo. Bıyıklı da yanında. Piknik yeri gibi bi yerdeyiz. Sanırsam şu kıvırcık kafalı olan da benim. Ulan! bu kadın en son yatağa girmemiş miydi? Uyurken kaçırdım demek ki. Yoo sağımda bıyıklı, solumda yastık. Tepemde bi yerde kıl yumağının ufak olanının kafası var. Gayet evdeyiz şu anda. Annem de uyuyo. Hayat cidden çok garip.<br />
<br />
03:45<br />
Yuppiiii sarı sıvının olduğu kese dolmuş.<br />
<br />
</div>meltohttp://www.blogger.com/profile/14983827463697041033noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-4042380881474209732.post-92128780190986845742012-05-15T11:05:00.001+03:002012-05-15T22:47:52.050+03:00"içimde kalanları çocuğum yapacak" mantığıma sıçayım.En nefret ettiğim şeyi şu ara hayal dünyamda yaşıyorum. Ana babalar kendi içinde kalmış her şeyi bebelerine yaptırır ya işte ondan bahsediyorum. Hatun henüz doğmadan nasıl hayaller kuruyorum bi bilsen o şaşkınlıktan küçük dilini yutarsın,bağırsağından çıkartırlar.O derece hayaller alemi!<br />
<br />
Ben kendimi bildim bileli resim çizdiğim için annem nasıl olsa bu çocuğun becerebildiği bi hobisi var kendi kendine eşelensin diye başka hiç bir konuya yönlendirme gereği duymamış. Ergenlik döneminde e iyi hoş ben resim çizebiliyorum ama bununla kimseye hava atamıyorum ulen diye isyan edip hava atabilmek için org çalmaya merak salmıştım. Sanki orgu her yere taşıya bilecekmişim gibi. Ne geri zekalı bi ergen olduğumu buradan anlaya bilirsin. Eve gelen her misafiri allahını seversen gel diye odama sürükleyip kulaklarını iyice belleyene kadar tek elle muhteşem repertuarımdan şarkılar icra ediyodum. O günlerde bu işkenceye maruz kalmış kişilerden tek tek özür dileyip, hafızalarına reset atmalarını rica ediyorum.<br />
<br />
Paten,bisiklet harici hiç bir spor dalıyla da uğraşmadığım için ne biçim içimde kaldıysa "çocuğum olunca jimnastikçi yapıcam ulan!" kafasındayım. Evvela sağlıklı sıhhatli olsun en büyük dileğim bu tabii ki. Ama sonrasında mutlaka jimnastikçi olsun. Düşüncem 3 yaşına gelince jimnastik ile başlayıp sonrasında aklı kemale ermeye başlayınca hangi spor dalını tercih ederse onu yapması.Ya da jimnastiğe devam etmesi.Şimdi buraya kadar minimal bi hayal gözüküyo di mi? İşte buradan sonra film kopuyo kendime engel olamıyorum. Yavru canımın yapmasını hayal ettiklerimizin tam listesini aşağıda bulabilirsiniz ;<br />
<br />
- Resim çizsin,tasarım programlarını kullana bilsin (annesinin hayali). Çizsin tabi ya evde iki çizer ne kadar hoş olmaz mı? Hem kursa falan da gerek yok evde hazır hoca varken çizsin bence. 8 Yaşına geldiğinde aldığım işlerin kolay kısımlarını ona yaptırırım. Bedava asistan oh.<br />
<br />
- Güvercin merakı olsun (babasının hayali). Sen anlamıyosun bunlardan diye çemkiriyo bana. Kız güvercinleri uçuracakmış,besleyecekmiş, yavruları ile ilgilenip gözü gibi bakacakmış. Bakacakmış ki o işteyken gözü arkada kalmayacakmış. Birlikte saatlerce güvercin uçuracaklarmış. (beyinlerine güneş geçsin de göreyim) Tabii sadece güvercin değil bütün hayvanlara merakı olsun ( anası )<br />
<br />
- Buz pateni yapsın(annesinin hayali). Ama yapmasın mı şimdi? Ne kadar güzel değiller mi allah aşkına? Küçükken aşıktım ben buz pateni yapan insanların tümüne. Kilitlenip kalırdım televizyon karşısında izlerken. Hazır zaten jimnastikten vücudu esnek de olacak yapabilir diye düşünüyorum.<br />
<br />
- Çok kitap okusun (ana- baba ortak yapım hayal). Haftada 7 kitap okusun (oha). "Annecim,babacım bu hafta aldığınız kitapların tümünü okudum haydi gelin hep beraber bu kitaplar üzerine tartışalım.Sonrasında da annecim eğer iznin olursa hafta sonumu senin kitaplarının bir kaçını okuyarak geçirmek istiyorum." Güneş - Yaş 9. ( Abarttım farkındayım. Olsun fazla istemekten bişeycik olmaz)<br />
<br />
- En az bi enstrüman çalsın. ( anasının hayali) Tercihen yaylı çalgılar olabilir. Sesi de güzel olursa tadından yenmez.<br />
<br />
- Çizim yapabileceği için eli dövme makinasına da alışık olsun. ( yine ortak yapım bi hayal) Extreme bi hayal gibi gelebilir ama çocuk benim çocuğum sanane kardeşim.<br />
<br />
Tabii ki de ebeveyn olarak aklımıza gelenler sadece bu kadarla sınırlı değil. Sadece çok gönülden istediklerimiz yazdıklarım. Böylelikle 15-16 yaşına geldiğinde çocuğumuzun bi gününün planı da şöyle olabilir tahminen.<br />
<br />
Sabah kalkıp kahvaltısını etmeden evvel güvercinleri açıp doyurur. Jet hızı ile kahvaltısını ettikten sonra jimnastik antrenmanına gider. Jimnastikten çıktıktan sonra eve gelirken yolda yapacağı çizimlerin planlarını çıkartır.Eve gelir duşunu yapar. Tekrar güvercinler ile ilgilenirken bir yandan çizimini yapar. Güneşin alnında yorulacağı için odasına gider yatağına uzanır siestadan evvel bir kitap bitirir. Uyanır uyanmaz enstrümanını alır ve sanatını icra eder. Yemeğini yedikten sonra tercihen anne,baba ya da arkadaşına dövme yapar. Sonrasında da arkadaşları ile buz pateni yapmaya gidebilir.<br />
<br />
Bunların hepsini yaptıktan sonra da balataları yakmazsa üstün başarı madalyasını hak kazanır.Çocuğa çok mu yüklendik ne?meltohttp://www.blogger.com/profile/14983827463697041033noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4042380881474209732.post-9178141308034458142012-05-09T13:06:00.000+03:002012-05-09T13:06:10.923+03:00♫♪ dertler benim çile benim ben acılaaar bebesiyim ♫♪Bak baştan söyleyeyim arabesk rakı masasında candır. Henüz 31 haftalık ana karnındaki bebe için uygun değildir. Sonra vay efendim "sen çok mu batılısın sıçtığım bok" eleştirisi yapmayın bozuşuruz.<br />
<br />
Her gün düzenli olarak kıza klasik müzik dinletiyorum.Bunun dışında kendi müzik tarzımda olan şarkıcıların parçalarını da dinliyorum çalışırken haliyle. İleride duyduğunda yabancılık çekmesin evin içinde sürekli klasik müzik dinleyemem şimdiden alışsın yavrucan rahat rahat uyur müzik çaldığında mantığındayım. Lakin geçenlerde bişey dikkatimi çekti ki çekmez olaydı. Karnımdaki bebeden utandım o derece.<br />
<br />
Benim bütün gün dinlediğim,dinlettiğim hiç bir müziğe tepki vermeyen düdük hanım kral tv,damar fm hastası hatta müptelası çıktı! Müzik kanalları zaplaması yaparken Küçük Ceylanın bi klibine denk geldim. Yakın plandan yüzünün tamamını neden bi insan komple klip malzemesi yapar diye düşünürken içeriden bi tepik geldi. 3 saniye sonrada coşa gelip dans etmeye başladı. Evvela aklıma bişey gelmedi ve Ceylan işkencesine tahammül edemeyeceğim için haliyle kanalı değiştirdim. Hareket anında kesildi! Ulen mulen diyerek iki üç kanal sonra tekrar kanala geri döndüm. Bizimki Shakira edası ile içeride kıvırttırmalarına devam etti. Akşam bu konuyu sevdiceğime açtığımda denk gelmiştir dedi olayı kapatmak istedi. Pışşıııık ben kapatır mıyım modunda hemen ispata koyuldum!<br />
<br />
Sırt üstü yattım ilk önce Adele - Some Like You açtım bizimkinden çıt yok. Bi daha dinlettim tekrar bi hareket yok. Sonra da gündüz tepki verdiği Ceylan - Bana Kendisi Lazım isimli sanat eserini açtım. Sazlar girip iki saniye geçtikten sonra bizimki göbek atmaaya başladı. Epey de oynadı sevgilim de ikna oldu. Benim ise daha şimdiden nasıl zıt bi kişilikte bebe çıkartacağım şekillenmiş oldu.<br />
<br />
Şimdi aklıma iki alternatif geliyo. Birincisi hatun fena rahatsız oluyo durumdan yeter artık kes şu işkenceyi dercesine attırıyo tekmeleri. İkincisi tam bir arabesk bağımlısı bebenin teki geliyo. Zamanında entelektüel kimliği ile gönüllere taht kurmuş kuzenimin oğlu İsmail YK hastası diye epey dalga geçmişliğim var. Kınama sakın gelir başına diye boşuna dememişler.<br />
<br />
Artık baktık düzelme olmuyo evimizde sürekli olarak arka fonda arabesk nağmeleri dinler kızımızla birlikte efkarlanır derin bir of çekeriz.meltohttp://www.blogger.com/profile/14983827463697041033noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-4042380881474209732.post-42992116763136038682012-05-09T02:27:00.002+03:002012-05-09T02:30:00.454+03:00rüyalar alemine akarım hepinize kafa göz dalarım!Saat 22 gibi sütümü içip göbeğimi kaşıya kaşıya, yatağın hepsini kaplayarak uyudum. Yalnızca 25 dakika sonra "sensin tombiş" diye bağırarak geri kalktım. Gün içinde kapıcıdan tut, samimi olmadığım bütün insanlardan dahi hemen hemen duyduğum bir sevgi(!) kelimesi bu. Tombiş! En son geçen gün kapıcıyı bozmakla hiç olmazsa bi baş eksilttim bu kelimeyi kullananlardan. Gerisi diğerlerinin başına. Diğerlerine de müsaadeniz ile buradan haykırmak,çemkirmek ve bilimum küfürleri etmek istiyorum (Üzerine alınan da alınsın çok fifi!) ;<br />
<div><br />
</div><div> "Ulen Allah'ın salağı! Ben gebelikten önce Adriana Lima idim de şimdi Yunan sınır dubası mı oldum? Zaten kilolu idim. Evet kilo aldım lakin bu normal bişey değil mi? Herkesi Ebru Şallı mı belledin sen arkadaşım! Gebe kadınla konuşurken azcık dikkat etsen çükün mü düşer veyahut memen mi söner? Günün birinde sen/karın hamile kalır da inşallah Türkiye'nin her yerinden görünecek kıvamda olursun inşallaaaaaaaaaah ben seninle o zaman hesaplaşırım. Tombiş dedin egonu tatmin ettin.Mutlu oldun.Aç bakayım avucunu eline bişey geçti mi ? Senin bi sıkımlık kelimen yüzünden benim sevdiceğim bütün gün beni eski neşeme geri getirebilmek için büyük efor sarfediyo. Haberin var mı? Haberin olmasın aman keyfimi kaçırmak için yeni bi ego tatmin kelimesi geliştirirsin Allah muhafaza sonrası elimden kimse alamaz seni! Şimdi gönül rahatlığı ile siktirip gidebilirsin.Sövmem bitti!"</div><div><br />
</div><div>Oh! </div><div><br />
</div><div>Bu yazının ana fikri. Ağzınızdan çıkanı kulağınız duysun bu bir. İnsanları ezmeye kalkmayın sonra benim gibi çirkefin tekine denk gelirsiniz hayatınızı zindan eder inim inim inletir haberiniz olsun bu da ikiiii. Haydi şimdi gidip "ben sempatiklik olsun diye demiştim yanlış anlamıııııış" diye diye yatağınızda zıbarın bu da üüüüüüüç! </div><div><br />
</div><div>Bana hiç bi zaman tombiş veyahut benzeri kelimeler kullanmamış canlarım ciğerlerim için kokulu öpücükler yolluyorum. Ya da yollamıyorum gayet efendice tebessüm edip fazla taviz vermiyorum. </div>meltohttp://www.blogger.com/profile/14983827463697041033noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4042380881474209732.post-34712771454482788522012-05-08T16:13:00.001+03:002012-05-08T16:30:44.990+03:00miskinler kraliçesi31 haftalık gebeyim. Eve rutin gelen bir yardımcımız olmadığı için ev işi, yemek,günlük işler ellerimden öper balım. Gerçi hoş eve gelen temizlikçinin arkasından bezle dolaşan ruh hastası bi kişiliğim. Gebelikten önce kargalarla uyanıp fiti fiti evin içinde koşturup normal insanların mesai saati başlangıcında ben de çizmeye başlardım.Molalarımda da kendime kaliteli zaman ayırıp salya sümük uyurdum.<br />
<div><br />
<div>Şimdilerde ayaklarımın yarısını görmemi engelleyen göbeğim yüzünden hayatımı slow motion yaşıyorum. Bu yavaşlıktan dolayı da hareket etmeye resmen üşeniyorum. Uyku düzenim dillere destan.Bir sabah 10 da kalkıyorum diğer bir gün gece 01,30'da.Hal bu olunca benim obsesif düzenim yerle yeksan anacım. İlk başta her gün toz alıp kedilerin banyoda yarattığı kum cennetini temizlemediğim zaman kötü hissediyodum.Alıştım artık şimdi toz zerreciklerinden sanat yaratıp, kum öbeklerine basmadan işimi halletmeye çalışıyorum. Elimde olsa miskin hayvan gibi haftada bir çişe gidicem demek isterdim ama idrar kesesi baskısı yüzünden bu mümkün değil maalesef.</div><div><br />
</div><div></div><div>Evde çoğunlukla ambalajlı ürün kullanmama kavramım şu an karnımı doyursun da isterse çer-çöp olsunla yer değiştirdi. Sevgilimin yanaklarındaki sağlıklı pembişlik gittikçe köşedeki köftecinin rengini almaya, saçım düzenli ev yemeği yemeyip üşengeçlikten makarnaya geçiş yaptığımız için fiyonk,burgu ve kelebek şeklinde çıkmaya başladı. Öğrenci evi tecrübelerimle öz İtalyan gelse makarna konusunda kapışamaz benimle ama ona bile üşeniyorum hep domatesli hep yoğurtlu makarna yemekten nimetten tiksinir olduk. Haftanın her günü sağlıklı tencere yemeği yiyen kocam 32 senelik hayatı boyunca yemediği sokak yemeğini sayemde tattı. </div><div><br />
</div><div>Bugün bu işe bi son vereyim 3 çeşit yemekle adamın midesini çıldırtayım dedim girdim mutfağa. Menüm ev yapımı kremalı mantar çorbası, imam bayıldı, domatesli pilav, cacık ve sütlaçtan oluşuyordu. Sıcak havaların kendini göstermesi ile bizim mutfağın Jameika kadar sıcak olduğunu unutmuşum bu arada. Yükümden dolayı da zaten herşey 2-3 katı fazla geliyo bana yandım allah diyerek imam bayıldıyı patlıcan oturtma ile değiştirerek ilk fireyi verdim. Sonrası çorap söküğü gibi geldi zaten. Domatesleri yıkayıp rondodan geçirmeye üşendiğim için domatesli pilav yerine soframızın temel taşı,olmazsa olmazı kelebek makarna yaptım. Kremalı mantar çorbası şimdi bu sıcakta ağır gelir,zaten bu hava da çorba mı içilir diye çorbayı komple iptal edip bari cacığı yapayım içeriz serin serin derken salatalıkların tadına bakayım diye başladığım serüven 2 adet salatalık kalıncaya kadar devam ettiği için cacık yapma hayallerim suya düştü. Yerine ayran yaptım yarısını da lıkır lıkır içtim. Ağzıma az bişey sarımsak, bi kaç damla zeytin yağı,bi yaprak da nane attığım zaman teorik olarak cacık yemiş olacağım. Ayran rehavetinden kurtulamadığım için de sütlaç yerine ekmekle birlikte bakkaldan iki tane dondurma siparişi verdim. Böylelikle akşamın menüsünü hazırlamış bulundum. Az önce bezgin bi şekilde akşama ne yesek acaba diyen kocama da Amerika'yı keşfetmiş edamla sana çok güzel patlıcan oturtma yaptım sevgiliiiiim dediğimde "lotodan para çıktı bize istifa et gel" dediğimi duymuş kadar sevindiğini ses tonundan anladım.Adam bilse menünün özünü çemkirme rekorları kıracak çenesi haberi yok. </div><div><br />
</div><div>Üşenmediğim tek şey var. O da duş alıp ikili koltukta kendi rahatım için kurduğum minder tasarımında yayılmak. Her şeyi el-kol mesafeme aldığımda da 5 senedir iş değişikliği yüzünden yaz tatili yapamamış en sonundan iş değişikliğini yaz sezonuna denk getirmiş insan mutluluğu yaşıyorum. Rahatımı bozmadan tuvalete gitme işine de doğurmadan bi çözüm buldum mu benden süperi olmayacak biliyorum. </div><div><br />
</div><div>Not: Üşenmeden bu yazıyı bi solukta yazdığım için de hamburger ekmeği kıvamındaki yanacıklarımı sıkıştırıyorum. Aferin bana. </div></div>meltohttp://www.blogger.com/profile/14983827463697041033noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4042380881474209732.post-24459062716755500142012-04-29T16:40:00.000+03:002012-04-29T16:40:30.867+03:00yuvayı dişi kuş yapar bacım.Geçen hafta sevdiceğimin de 3 günlük süpersonik tatilini fırsat bilerek evi komple tadilata soktuk. 3 yıldır ertelediğimiz ne varsa 3 güne sığdırdık. Cuma gecesi itibari ile duvarları boyayacak ustalara kolaylık olsun diye bütün eşyalar odaların ortasına çekilip üzerilerine naylonlar örtüldü.Sevgilim kendi yapacağı,monte edeceği işleri çok seri bir şekilde not alıp organize etti. Bende nasıl olsa ilk gün bana ihtiyaç olmaz diye okuyacağım dergileri falan ayarlayıp evin sote kısmını gözüme kestirdim.<br />
Cumartesi sabahı kendime gelir gelmez evin içi bi dolu adam olduğunu hatırlıyorum. Kocacığım ile ben kedileri kuşları yamacımıza alıp ışığa tutulmuş tavşan gibi ustaları izliyoduk. Ev ev olalı taşındığımızdan beri bu kadar kalabalık olmamıştı. Diego ( erkek kedi) tüm iktidarı ile evin bütün ustalarına bi tıslayıp çıldırıp sonra da ortadan kayboldu. Ustalarda sağ olsunlar ayakla oynamayın şu kediyle bakın çıldırıyo dememe aldırmadan "hele hele hele hohohoho" nidaları ile ayaklarını teker teker ısırttılar.Diego bu şebekliğe bi son verip cidden saldırınca da "yinge şu kediyi bi yere kapatsan her yerimizi parçaliiciiik" deyince de bu sefer ben onlarla hele hele ho ho diye oynadım. Düdükler!<br />
Az zaman sonra evimizde çok süper kafaları güzel eden inceden boya kokusu hakim olunca bana bi gaz geldi ki sorma.Baktım kocam yalandan bi iş bulmuş kendine oyalanıyo ben de bişey yapıyo gözükeyim deyip bütün mutfağın dolaplarını bi indireyim içlerini sileyim diye kendime iş yarattım ki yaratmaz olaydım.L mutfakta ne kadar dolap olabilirse bizim mutfakta onun 5 katı dolap olduğunu içlerini boşaltırken fark ettim. Hatta en son kocamla ilk tanıştığımız zaman kendime aldığım tabak takımını falan buldum o derece derinlemesine dalmışım. Merdiven tepesinde koca göbeğime bakmadan hopidi hopidi temizlik yaparken ustalardan biri ve kocamı bana pörtlemiş gözlerle bakarken bulduğumda abarttığımı anlayıp azıcık dinleneyim dedim.Deyiş o deyiş bi uyumuşum tabi boyadan hafif de çakır keyifim 2 saat zırıl zırıl uyumuşum.ooh mis.<br />
Uyandığımda ev iyice çığırından çıkmış, yapılacak işler daha da bi gözüme gözüme girmişti.Boya kokusu etkisi geçince ayıldım tabi reel dünyaya direkt bir geçiş yaptım.Boya işi bitsin sonra temizlerim yeaaa deyip anında eski halime geri dönüş yaptım.<br />
Pazar sabahı ustalarla birlikte sevgilimin abisinin karısı nam-ı değer eltim sağ olsun yetiş bacım gibi yetişti imdadıma. Kadın öylesine güçlü ki bizim Cüneyt ile taaa ne zaman şöyle iki milim oynatalım da azıcık şurası ferahlasın diye ittirmeye çalıştığımız lakin beceremediğimiz dolabı tek hamlede tek başına garç diye itiverdi. Beni de elinin tersiyle itip sen geç bakalım şöyle kaaardişim diye devre dışı bıraktı. Fıt fıt fıt diye hatun tek başına yatak odasını derledi topladı alladı pulladı. Bu arada ben yine yalandan iş yapayım diye girdiğim yoldan çıkamadım en son belimin ağrısından kocama söyleniyodum.Adamın ne suçu varsa?<br />
Pazar günü tadilat devam ederken kocacığım ma aile maç izleme bokunu çıkarttı.O an gırtlaklayıp boğmadıysam adamı daha da boğmam herhalde diye düşünüyorum.Peygamber sabırlı bi insanmışım meğersem.Ben bi elimde domestos diğer elimde toz bezi gördüğüm her şeyi hijyen arsızı yaparken eve giren kafaları sayıyordum ki 15 falan olduğunda şuurumu yitirip saymayı bıraktım.Pazar gecesi resmen ağrıdan uyumayı bırak yatamadım evin içinde deli dana gibi dolaştım ay ay of of diye.<br />
Pazartesi günü ustalık bi iş kalmadığı için sevdiceğimle geri kalan temizliği halletmeye çalıştık. Daha doğrusu ben temizledim öküzüm baktı ve direktif verdi.Bi ara akşama çiğ börek mi yapsak diye bişeyler geveledi kafasına attığım kumanda ile etkisiz hale geldi.<br />
Cuma akşamı başlayan temizlik maratonum silinmedik yıkanmadık şey kalmayınca Salı günü tamamen bitti.Ne kadar yorulduysam Çarşamba günü iş miş bakmadan bütün gün devrile devrile uyudum.<br />
Yazarken tekrar yaşadım o günleri bi daha yoruldum.<br />
<br />
<br />
Not : Geçen hafta inşaat halindeki eve 15 baş sokan canına susamış sevgilim zılgıtın kralını yediğinden bu haftaki maç için telefonunu tamamen kapattı.Kendisi şu an mutfakta yemek yapıyo.Sonrasında mutfağı da toparlayacakmış. Kızımla ben keyif yapacakmışız. Aferim len koca.meltohttp://www.blogger.com/profile/14983827463697041033noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-4042380881474209732.post-76700191405362516942012-04-27T12:16:00.000+03:002012-04-27T12:16:41.015+03:00son durum :)29 + 5 haftalık dobişkonun kralı bir gebeyim.Sol bacağımda bir ağrı var ki aman allahım dillere destan.Yürüyüş yaptığım zaman badi badi yürüyorum.Geçecek biliyorum hiç şikayetçi değilim canlarım ciğerlerim. anneciğimin zoruyla şeker yüklemesi yaptırdım.Ben zaten biliyodum şeker gibi bi insan olduğumu lakin tahliller tarafından da onaylandı bu durum. Onun için diyetteyim ballarım. En çok dondurmadan ayrıldığım için mutsuzum.<div>Bizim kız da geçen hafta 1kilo 180 gram ağırlığında elma yanak bişeydi en son. Kaburgalardan başlayıp kasıklara doğru kayan tekmeleri peşi sıra savuruyo sağolsun yavrucum. Son günlerdeki halimi özetleyen bi illustrasyon çizmesem olmaz dı ayıptı çünkü. Öptüm.</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiiTADrgIgn3tWH1XFgZKwHHLXd6WT_9VXWCEkql6RVO_Q6jZANNBwQzytQzmjbCMoQiRVLFVzXDkBfyRG0ekoVtco5Fo3BQl41kwAwazt8a-hZsleYJm1c2BuGUHfStTNi295sRltGKC4/s1600/hamileyim.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="361" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiiTADrgIgn3tWH1XFgZKwHHLXd6WT_9VXWCEkql6RVO_Q6jZANNBwQzytQzmjbCMoQiRVLFVzXDkBfyRG0ekoVtco5Fo3BQl41kwAwazt8a-hZsleYJm1c2BuGUHfStTNi295sRltGKC4/s400/hamileyim.jpg" width="400" /></a></div><div><br />
</div>meltohttp://www.blogger.com/profile/14983827463697041033noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-4042380881474209732.post-46530604065515662012-03-10T21:15:00.000+02:002012-03-10T21:15:21.797+02:00Doktor elinde mundar oldum yemin ederim.Okuyacağınız yazı yer yer aşırı küfür içerebilir.Peşinen söyleyeyim de sonrasında yok efendim ben işitmedim vay efendim ben görmedim deyip "amma da ağzı bozukmuş cık cık cık"demeyin.Ağız burun dalarım ballarım.<br />
Yazamadığım günlerde çokça çalıştım,çokça gezdim,çokça da sinir harbi yaşadım...<br />
Şuan gebeliğimin 25. haftasındayım.Takriben 15-16 hafta sonra doğal doğumla peri kızı bir kız dünyaya getireceğim.Hiç mütevazi olamam tabii ki benim kızım olduğu için çok güzel olacak ayrıca çok çirkinleştim bunun içinde çok güzel olacağı inancındayım.Çürütenin etini çürütürüm.<br />
2'li testi ufaklığın ense kalınlığı normaliyeti sebebi ile doktor paşamız istememişti. Hayde bi 3lü test yaptırın ortam şenlensin deyince delik deşik olarak kanımı verdim testi yaptırdık. 3lü taram testi sonucuna göre 58de 1 olasılıkla ki bu yüksek bir olasılıkmış dediklerine göre down sendromu riski çıktı.5 doktor,2 profesör sonrasında amniosentez yapılması uygun görüldü.Ruh halimi inceden sen canlandır gözünde.Sürekli ağlayan,ellerini bileklerine kadar kemiren bombok şekilde ortalıkta ruh gibi dolaşan bi gebe.<br />
Voodoo bebeği gibi karnıma iğne sokup içimdeki suyu dışarıda görmem sırasında hiç canım acımadı.Hatta annemle müdahale sırasında sohbet ediyorduk ( yazar burada "acı eşiğim ne kadar yüksek baaak "diyor)<br />
Sonucu beklerken kurdeşen döküp kabar kabar kabardım.Sinir hastası oldum ota boka bağırıp,sikko sebeplerden dolayı insanları kırdım.Gebeliğimin en güzel günlerini kafama yorganı çekip ağlayarak geçirdim.17 gün sonrasında sonuç tertemiz çıkınca sevinçten Taksim meydanda halay çekecektim lakin kalabalıktan dolayı içimden çektim halayımı.Tey tey tey nidaları ile minimal halayı tamamladım.<br />
Hormonlarım ve göbeğim doğru orantılı büyümeye başlayıp beni zıvanadan çıkartmaya da başladı bu arada.Dünyanın en ağlak insanları listesinde başı çekerim.Duygusal değilim ama kendimi zaman zaman anırarak ağlarken yakalıyorum.Ağlama sebepleri arasında; çay bardağı kırılması,evdeki taze ekmeğin bitişi veyahut gece uyandığımda televizyonda izleyecek bişey olmaması gibi dünyanın en saçma sebepleri mevcut.Cüneyt'de en başta ne yaptım da ağlıyo yazık ağlama sevgilim şeklinde iken,şimdilerde "git bi duş yap,açılırsın.gelirken de bi kahve yaparsan süper olur hadi yavrum"mooduna geçti.Yemin ederim bazen kendimden tiksiniyorum adamın biran evvel doğur da kurtulalım bakışlarını görünce.<br />
Geçen hafta yani gebeliğimin 24. haftasında amnio sıvısından kaçırdığım için hastanede yattım bir gece.Bildiğin suyum geliyordu.Mincarede inceden açılma söz konusu idi.Sağolsun doktorum imza dağıtmaktan fırsat bulup gelemediği için saçma sapan ilk defa gördüğüm doktor tarafından muayene edildim.Taburcu olacağım zaman neden olur bu su gelme hadisesi anlat bakalım yiğidim nerede yanlış yaptık biz dediğimizde "olur öyle nedenini sormayın" dedi.Dumurlardan dumur beğenerek acilen hastaneden çıkmak istediğimden dolayı kaçarak uzaklaştık ölü balık gözlü denyodan.Bu arada 29-30 saate yakın hastanede kaldığım zaman süresince gebeliğimi takip ettirdiğim doktora ulaşamadığımızı şiddetle vurguluyorum.Hatta kendisinin hastanede yattığımdan haberi olup olmadığını dahi bilmiyordum o sürede. Hastaneden çıktıktan 2 gün sonra rutin kontrol için şöhretli doktoruma gittiğimde allah razı olsun sadece herşey yolunda mı diye sorup yüzüme bile bakmadan iyi iyi su var detaylı ultrasound çektirip sonucunu bana yollayın ona göre haberleşelim dedi.Toplam 2 dakika sürmedi bile muayene.O kadar sinirlendim ki tansiyonum fırladı,yanaklarım al al oldu.<br />
Şimdi ne var bunda yahu deme sakın.Cins bi gebe değilim ama doktorumun gözünde dolar simgesini görünce canıma tak dedi.Artık o doktorun elinde heba olmayacağım.İstediği gibi teste gönderip , kötü bişey olursa değerlendiririz mantığına yenik düşmeyeceğim.Çünkü cidden çok pis uyuz oldum bu yarak kürek işlere.Bi kaç hafta sonra annemin beraber çalıştığı başka bir doktora sadece herşey yolunda mı diye gidip taa 8. aya kadar doktora gitmemeyi düşünüyorum.Herhalde o zamana kadar iyi bir kadın doğumcu bulurum.Herkes ne kadar mutlu gözüküyosun diyo bir haftadır.Çünkü beklediğim sonuç yok,kurdeşenim yok gebeliğimin keyfini çıkartıyorum.Kendimi tanıyorum,vücudumu tanıyorum,kendime de kızıma da güveniyorum.Hasta muamelesi görmekten de tedbir amaçlı testlerden de yıldım yemin ederim.<br />
oh.Bebek gibiyim şimdi.Müsaadenle çikolata yedim sırtüstü yatıp kızın dansını izleyeceğim göbeğimden canlı yayında :)meltohttp://www.blogger.com/profile/14983827463697041033noreply@blogger.com4