16 Mayıs 2012 Çarşamba

Bebem dile geldi.

05:30
Annem olacak kadın kalksın da karnımı doyursun diye tam 1 saattir tekmeliyorum. Nasıl derin uykudur bu osura osura uyuyo hala daha. 

05:45
Sonunda uyandırdım. Ayağa kalktığını anlayabiliyorum çünkü epey sarsılıyorum ayağa kalktığında. Mutfak en sevdiğim yer olduğu için hemencicik mutfağa gittiğini ayırt edebiliyorum. Ama bu anam olacak zilli kadın pembe o iğrenç hapı içip yatağa,uyumaya geri döndü. İsyan edicem şimdi. Tekmeleyip durayım da rahat ettirmeyeyim.

07:00
Müzikli ses ile uyandı nihayet. Bıyıklıyı uyandırdı. Aç bırakıyo falan ama sesi pek bi huzurlu bu kadının be. Nasıl güzel konuşuyo bıyıklıyla.Bunlar tatlı tatlı konuşurken ben rahat durur muyum tabi ki de bastım tekmeyi bastım yumruğu. Annem bak bak hareket ediyo ne güzel koy elini dediği anda bıyıklı eli koyar koymaz duruyorum ki gıcık olsunlar. Elini çekince veriyorum coşkuyu. Oh.

07:30
Bıyıklıya el sallıyoruz pencereden. Annem çevremdeki ne var ne yok anlatmaya çalışıyo.Bak çocuğum bu martı,bak çocuğum bu kedi,bak çocuğum bu ağaç. Hala daha peynirden,zeytinden, reçelden ses yok. Varsa yoksa martı,börtü böcek. Bak annee bu da nah deyip hareket çekiyorum ama ay benim kızımın hoşuna mı gitmiş diyip beni iyice uyuz ediyo. Kendimi ifade etmeyi bi türlü öğrenemedim. Sinir oluyorum.

08:30 
Saatler süren açlığım nihayet son buldu. En sevdiğim şey domates sanırım,yedikçe bi coşku geliyo bana sorma. Bide arada susamlı bişey yiyo onu da seviyorum. Karnım doyduğuna göre uyuyabilirim artık.

09:00
İki dakika uyuyayım dedim kıpır kıpır kadın arkadaş. Sürekli sallanıyorum içeride. Bi otursa da rahat rahat uyusam. Bi yandan da sallanmak da hoşuma gitmiyo değil. Aa ne güzel oluyo be tatlı tatlı. 

11:00 
Süt tadı geldi diye uyandım.Pek sevindim hatta çılgınca sevindim. Sütü içtikten sonra biraz uzanıyo sanırım karnına da bişey sürüyo vıcık vıcık. Ovalıyo falan. Fırsat bu fırsat dayıyorum popomu bende. Sırtıma, popoma her yerime masaj yapıyo. Uyuyoruz sonra.

12:00
Tüy yumakları geldi dayadılar kendilerini bana gır gır gır sesle bi rahat vermediler. Bide patileriyle yoğuruyolar sanki beni pek bi hoşuma gidiyo. Karşılık olarak ben de elimi dayıyorum aklı gidiyo salakların.hohohoh.

12:30
Geçti yine o bilgisayarın başına renkli renkli bişeyler yapıyo. Bi yandan da açtı gıy gıy müziği nefret ediyorum anlatamıyorum ki arkadaş.Tepkimi oynamayarak vereyim diyorum yapamıyorum.Sıkışık burası, müzik berbat, hayat beni şimdiden çok yordu.

14:00 
Uyandığımda hortum şişmiş gümbür gümbür yiyecek bişeyler geliyodu. Ispanak yiyiyo yine bu ya. Nefret ediyorum. Yine çişimi yapıp onu içmeye mahkumum arkadaş.

16:00
Bu ayakkabıları giydiğine göre yürümeye çıkacak annecim. Yürümesi iyi de merdiven olayı çok can sıkıcı. Sıkışıyorum her basamakta. Sokakta herkes çok güzel olduğum için bakıyo bana. Buruşuk yüzlü kadınlar ellerini koyuyo başımın üzerine. Seviniyorum. Sallanmaktan uyuyakalıyorum sonra.

17:30
Çikolata yiyiyo yaşasın! O kadar seviniyorum ki kordonla düğüm oluyorum.Kendimi çözebilmek için epey uğraşıyorum. E haliyle yoruluyorum annemde o ara mutfakta bişeyler yapıyo. Elim kolum birbirine girmiş bi şekilde bu sıkışık yerde izlemeye çalışıyorum.

18:10
Bıyıklı geldi. Seviyorum bu adamı. Annemi öptükten sonra benim de yanağımdan öptüğünü sanıp kolumu,bacağımı hatta bazen popomu öpüyo. Hoş geldin beş gittinden sonra kayboluyo ortadan.Az zaman sonra annem açık havalı bi yere çıkıyo. Babam olacak bıyıklı da orada. Evdeki kanatlı hayvanattan büyük kanatlı hayvanlarla uğraşıyo. Yem falan verip,onları uçuruyo.Çok acaip. Annem de bi yandan sesli sesli bi şeyler okuyo. Bi ara ne güzel aslan kardeşli kitaplar okuyodu bana.

19:30
Hah işte en sevdiğim anlardan biri daha geldi çattı. Yemek yiyolar. Annem olacak embesil paso su içiyo.Ay çıldırtacak bu kadın beni. Zaten su içindeyim kardeşim azıcık fazla katı bişey yesen de karnım iyice doysa.

21:00
Annem ayaklarını uzatmış, bıyıklıya da dayamış sırtını. Oh on dönüm bostan yan gel yat osman. Keyfi yerinde olduğunu hissedebiliyorum. Bu arada akşamları tek eğlencem bunlar televizyon izlerken annemin karnında keşfettiğim içi sarı su dolu keseye basıp basıp zıplamak. Ay nasıl eğlenceli bi bilsen. Gerçi iki de bir annem gidip o suyu boşaltıyo ama olsun yarın saat sonra tekrar doluyo hop bi daha zıplıyorum.Çok eğleniyorum çok.

23:00
Şu 32 haftalık hayatımda en çok nefret ettiğin ne diye sorsalar diş macunu derim. Ben böyle iğrenç bişey görmedim,bilmiyorum,tatmadım. Annem ne zaman dişlerini fırçalasa içim dışıma çıkıyo saçma sapan hareketler yapıyorum. Kadın da dayanamıyo bazen kusuveriyo. Hayda sabaha kadar aç kal işin yoksa. Sabah akşam çekilecek dert değil cidden.

02:00
Annem, çimenler üzerinde koşup şarkılar söylüyo. Bıyıklı da yanında. Piknik yeri gibi bi yerdeyiz. Sanırsam şu kıvırcık kafalı olan da benim. Ulan! bu kadın en son yatağa girmemiş miydi? Uyurken kaçırdım demek ki. Yoo sağımda bıyıklı, solumda yastık. Tepemde bi yerde kıl yumağının ufak olanının kafası var. Gayet evdeyiz şu anda. Annem de uyuyo. Hayat cidden çok garip.

03:45
Yuppiiii sarı sıvının olduğu kese dolmuş.

15 Mayıs 2012 Salı

"içimde kalanları çocuğum yapacak" mantığıma sıçayım.

En nefret ettiğim şeyi şu ara hayal dünyamda yaşıyorum. Ana babalar kendi içinde kalmış her şeyi bebelerine yaptırır ya işte ondan bahsediyorum. Hatun henüz doğmadan nasıl hayaller kuruyorum bi bilsen o şaşkınlıktan küçük dilini yutarsın,bağırsağından çıkartırlar.O derece hayaller alemi!

Ben kendimi bildim bileli resim çizdiğim için annem nasıl olsa bu çocuğun becerebildiği bi hobisi var kendi kendine eşelensin diye başka hiç bir konuya yönlendirme gereği duymamış. Ergenlik döneminde e iyi hoş ben resim çizebiliyorum ama bununla kimseye hava atamıyorum ulen diye isyan edip hava atabilmek için org çalmaya merak salmıştım. Sanki orgu her yere taşıya bilecekmişim gibi. Ne geri zekalı bi ergen olduğumu buradan anlaya bilirsin. Eve gelen her misafiri allahını seversen gel diye odama sürükleyip kulaklarını iyice belleyene kadar tek elle muhteşem repertuarımdan şarkılar icra ediyodum. O günlerde bu işkenceye maruz kalmış kişilerden tek tek özür dileyip, hafızalarına reset atmalarını rica ediyorum.

Paten,bisiklet harici hiç bir spor dalıyla da uğraşmadığım için ne biçim içimde kaldıysa "çocuğum olunca jimnastikçi yapıcam ulan!" kafasındayım. Evvela sağlıklı sıhhatli olsun en büyük dileğim bu tabii ki. Ama sonrasında mutlaka jimnastikçi olsun. Düşüncem 3 yaşına gelince jimnastik ile başlayıp sonrasında aklı kemale ermeye başlayınca hangi spor dalını tercih ederse onu yapması.Ya da jimnastiğe devam etmesi.Şimdi buraya kadar minimal bi hayal gözüküyo di mi? İşte buradan sonra film kopuyo kendime engel olamıyorum. Yavru canımın yapmasını hayal ettiklerimizin tam listesini aşağıda  bulabilirsiniz ;

- Resim çizsin,tasarım programlarını kullana bilsin (annesinin hayali). Çizsin tabi ya evde iki çizer ne kadar hoş olmaz mı? Hem kursa falan da gerek yok evde hazır hoca varken çizsin bence. 8 Yaşına geldiğinde aldığım işlerin kolay kısımlarını ona yaptırırım. Bedava asistan oh.

- Güvercin merakı olsun (babasının hayali). Sen anlamıyosun bunlardan diye çemkiriyo bana. Kız güvercinleri uçuracakmış,besleyecekmiş, yavruları ile ilgilenip gözü gibi bakacakmış. Bakacakmış ki o işteyken gözü arkada kalmayacakmış. Birlikte saatlerce güvercin uçuracaklarmış. (beyinlerine güneş geçsin de göreyim) Tabii sadece güvercin değil bütün hayvanlara merakı olsun ( anası )

- Buz pateni yapsın(annesinin hayali). Ama yapmasın mı şimdi? Ne kadar güzel değiller mi allah aşkına? Küçükken aşıktım ben buz pateni yapan insanların tümüne. Kilitlenip kalırdım televizyon karşısında izlerken. Hazır zaten jimnastikten vücudu esnek de olacak yapabilir diye düşünüyorum.

- Çok kitap okusun (ana- baba ortak yapım hayal). Haftada 7 kitap okusun (oha). "Annecim,babacım bu hafta aldığınız kitapların tümünü okudum haydi gelin hep beraber bu kitaplar üzerine tartışalım.Sonrasında da annecim eğer iznin olursa hafta sonumu senin kitaplarının bir kaçını okuyarak geçirmek istiyorum." Güneş - Yaş 9. ( Abarttım farkındayım. Olsun fazla istemekten bişeycik olmaz)

- En az bi enstrüman çalsın. ( anasının hayali) Tercihen yaylı çalgılar olabilir. Sesi de güzel olursa tadından yenmez.

- Çizim yapabileceği için eli dövme makinasına da alışık olsun. ( yine ortak yapım bi hayal) Extreme bi hayal gibi gelebilir ama çocuk benim çocuğum sanane kardeşim.

Tabii ki de ebeveyn olarak aklımıza gelenler sadece bu kadarla sınırlı değil. Sadece çok gönülden istediklerimiz yazdıklarım. Böylelikle 15-16 yaşına geldiğinde çocuğumuzun bi gününün planı da şöyle olabilir tahminen.

Sabah kalkıp kahvaltısını etmeden evvel güvercinleri açıp doyurur. Jet hızı ile kahvaltısını ettikten sonra jimnastik antrenmanına gider. Jimnastikten çıktıktan sonra eve gelirken yolda yapacağı çizimlerin planlarını çıkartır.Eve gelir duşunu yapar. Tekrar güvercinler ile ilgilenirken bir yandan çizimini yapar. Güneşin alnında yorulacağı için odasına gider yatağına uzanır siestadan evvel bir kitap bitirir. Uyanır uyanmaz enstrümanını alır ve sanatını icra eder. Yemeğini yedikten sonra  tercihen anne,baba ya da arkadaşına dövme yapar. Sonrasında da arkadaşları ile buz pateni yapmaya gidebilir.

Bunların hepsini yaptıktan sonra da balataları yakmazsa üstün başarı madalyasını hak kazanır.Çocuğa çok mu yüklendik ne?

9 Mayıs 2012 Çarşamba

♫♪ dertler benim çile benim ben acılaaar bebesiyim ♫♪

Bak baştan söyleyeyim arabesk rakı masasında candır. Henüz 31 haftalık ana karnındaki bebe için uygun değildir. Sonra vay efendim "sen çok mu batılısın sıçtığım bok" eleştirisi yapmayın bozuşuruz.

Her gün düzenli olarak kıza klasik müzik dinletiyorum.Bunun dışında kendi müzik tarzımda olan şarkıcıların parçalarını da dinliyorum çalışırken haliyle. İleride duyduğunda yabancılık çekmesin evin içinde sürekli klasik müzik dinleyemem şimdiden alışsın yavrucan rahat rahat uyur müzik çaldığında mantığındayım. Lakin geçenlerde bişey dikkatimi çekti ki çekmez olaydı. Karnımdaki bebeden utandım o derece.

Benim bütün gün dinlediğim,dinlettiğim hiç bir müziğe tepki vermeyen düdük hanım kral tv,damar fm hastası hatta müptelası çıktı! Müzik kanalları zaplaması yaparken Küçük Ceylanın bi klibine denk geldim. Yakın plandan yüzünün tamamını neden bi insan komple klip malzemesi yapar diye düşünürken içeriden bi tepik geldi. 3 saniye sonrada coşa gelip dans etmeye başladı. Evvela aklıma bişey gelmedi ve Ceylan işkencesine tahammül edemeyeceğim için haliyle kanalı değiştirdim. Hareket anında kesildi! Ulen mulen diyerek iki üç kanal sonra tekrar kanala geri döndüm. Bizimki Shakira edası ile içeride kıvırttırmalarına devam etti. Akşam bu konuyu sevdiceğime açtığımda denk gelmiştir dedi olayı kapatmak istedi. Pışşıııık ben kapatır mıyım modunda hemen ispata koyuldum!

Sırt üstü yattım ilk önce Adele - Some Like You açtım bizimkinden çıt yok. Bi daha dinlettim tekrar bi hareket yok. Sonra da gündüz tepki verdiği Ceylan - Bana Kendisi Lazım isimli sanat eserini açtım. Sazlar girip iki saniye geçtikten sonra bizimki göbek atmaaya başladı. Epey de oynadı sevgilim de ikna oldu. Benim ise daha şimdiden nasıl zıt bi kişilikte bebe çıkartacağım şekillenmiş oldu.

Şimdi aklıma iki alternatif geliyo.  Birincisi hatun fena rahatsız oluyo durumdan yeter artık kes şu işkenceyi dercesine attırıyo tekmeleri. İkincisi tam bir arabesk bağımlısı bebenin teki geliyo. Zamanında entelektüel kimliği ile gönüllere taht kurmuş kuzenimin oğlu İsmail YK hastası diye epey dalga geçmişliğim var. Kınama sakın gelir başına diye boşuna dememişler.

Artık baktık düzelme olmuyo evimizde sürekli olarak arka fonda arabesk nağmeleri dinler kızımızla birlikte efkarlanır derin bir of çekeriz.

rüyalar alemine akarım hepinize kafa göz dalarım!

Saat 22 gibi sütümü içip göbeğimi kaşıya kaşıya, yatağın hepsini kaplayarak uyudum. Yalnızca 25 dakika sonra "sensin tombiş" diye bağırarak geri kalktım. Gün içinde kapıcıdan tut, samimi olmadığım bütün insanlardan dahi hemen hemen duyduğum bir sevgi(!) kelimesi bu. Tombiş! En son geçen gün kapıcıyı bozmakla hiç olmazsa bi baş eksilttim bu kelimeyi kullananlardan. Gerisi diğerlerinin başına. Diğerlerine de müsaadeniz ile buradan haykırmak,çemkirmek ve bilimum küfürleri etmek istiyorum (Üzerine alınan da alınsın çok fifi!) ;

 "Ulen Allah'ın salağı!  Ben gebelikten önce Adriana Lima idim de şimdi Yunan sınır dubası mı oldum? Zaten kilolu idim. Evet kilo aldım lakin bu normal bişey değil mi? Herkesi Ebru Şallı mı belledin sen arkadaşım! Gebe kadınla konuşurken azcık dikkat etsen çükün mü düşer veyahut memen mi söner? Günün birinde sen/karın hamile kalır da inşallah Türkiye'nin her yerinden görünecek kıvamda olursun inşallaaaaaaaaaah ben seninle o zaman hesaplaşırım. Tombiş dedin egonu tatmin ettin.Mutlu oldun.Aç bakayım avucunu eline bişey geçti mi ? Senin bi sıkımlık kelimen yüzünden benim sevdiceğim bütün gün beni eski neşeme geri getirebilmek için büyük efor sarfediyo. Haberin var mı? Haberin olmasın aman keyfimi kaçırmak için yeni bi ego tatmin kelimesi geliştirirsin Allah muhafaza sonrası elimden kimse alamaz seni! Şimdi gönül rahatlığı ile siktirip gidebilirsin.Sövmem bitti!"

Oh! 

Bu yazının ana fikri. Ağzınızdan çıkanı kulağınız duysun bu bir. İnsanları ezmeye kalkmayın sonra benim gibi çirkefin tekine denk gelirsiniz hayatınızı zindan eder inim inim inletir haberiniz olsun bu da ikiiii. Haydi şimdi gidip "ben sempatiklik olsun diye demiştim yanlış anlamıııııış" diye diye yatağınızda zıbarın bu da üüüüüüüç! 

Bana hiç bi zaman tombiş veyahut benzeri kelimeler kullanmamış canlarım ciğerlerim için kokulu öpücükler yolluyorum. Ya da yollamıyorum gayet efendice tebessüm edip fazla taviz vermiyorum. 

8 Mayıs 2012 Salı

miskinler kraliçesi

31 haftalık gebeyim. Eve rutin gelen bir yardımcımız olmadığı için ev işi, yemek,günlük işler ellerimden öper balım. Gerçi hoş eve gelen temizlikçinin arkasından bezle dolaşan ruh hastası bi kişiliğim. Gebelikten önce kargalarla uyanıp fiti fiti evin içinde koşturup normal insanların mesai saati başlangıcında ben de çizmeye başlardım.Molalarımda da kendime kaliteli zaman ayırıp salya sümük uyurdum.

Şimdilerde ayaklarımın yarısını görmemi engelleyen göbeğim yüzünden hayatımı slow motion yaşıyorum. Bu yavaşlıktan dolayı da hareket etmeye resmen üşeniyorum. Uyku düzenim dillere destan.Bir sabah 10 da kalkıyorum diğer bir gün gece 01,30'da.Hal bu olunca benim obsesif düzenim yerle yeksan anacım. İlk başta her gün toz alıp kedilerin banyoda yarattığı kum cennetini temizlemediğim zaman kötü hissediyodum.Alıştım artık şimdi toz zerreciklerinden sanat yaratıp, kum öbeklerine basmadan işimi halletmeye çalışıyorum. Elimde olsa miskin hayvan gibi haftada bir çişe gidicem demek isterdim ama idrar kesesi baskısı yüzünden bu mümkün değil maalesef.

Evde çoğunlukla ambalajlı ürün kullanmama kavramım şu an karnımı doyursun da isterse çer-çöp olsunla yer değiştirdi. Sevgilimin yanaklarındaki sağlıklı pembişlik gittikçe köşedeki köftecinin rengini almaya, saçım düzenli ev yemeği yemeyip üşengeçlikten makarnaya geçiş yaptığımız için fiyonk,burgu ve kelebek şeklinde çıkmaya başladı. Öğrenci evi tecrübelerimle öz İtalyan gelse makarna konusunda kapışamaz benimle ama ona bile üşeniyorum hep domatesli hep yoğurtlu makarna yemekten nimetten tiksinir olduk. Haftanın her günü sağlıklı tencere yemeği yiyen kocam 32 senelik hayatı boyunca yemediği sokak yemeğini sayemde tattı. 

Bugün bu işe bi son vereyim 3 çeşit yemekle adamın midesini çıldırtayım dedim girdim mutfağa. Menüm ev yapımı kremalı mantar çorbası, imam bayıldı, domatesli pilav, cacık ve sütlaçtan oluşuyordu. Sıcak havaların kendini göstermesi ile bizim mutfağın Jameika kadar sıcak olduğunu unutmuşum bu arada. Yükümden dolayı da zaten herşey 2-3 katı fazla geliyo bana yandım allah diyerek imam bayıldıyı patlıcan oturtma ile değiştirerek ilk fireyi verdim. Sonrası çorap söküğü gibi geldi zaten. Domatesleri yıkayıp rondodan geçirmeye üşendiğim için domatesli pilav yerine soframızın temel taşı,olmazsa olmazı kelebek makarna yaptım. Kremalı mantar çorbası şimdi bu sıcakta ağır gelir,zaten bu hava da çorba mı içilir diye çorbayı komple iptal edip bari cacığı yapayım içeriz serin serin derken salatalıkların tadına bakayım diye başladığım serüven 2 adet salatalık kalıncaya kadar devam ettiği için cacık yapma hayallerim suya düştü. Yerine ayran yaptım yarısını da lıkır lıkır içtim. Ağzıma az bişey sarımsak, bi kaç damla zeytin yağı,bi yaprak da nane attığım zaman teorik olarak cacık yemiş olacağım. Ayran rehavetinden kurtulamadığım için de sütlaç yerine ekmekle birlikte bakkaldan iki tane dondurma siparişi verdim. Böylelikle akşamın menüsünü hazırlamış bulundum. Az önce bezgin bi şekilde akşama ne yesek acaba diyen kocama da Amerika'yı keşfetmiş edamla sana çok güzel patlıcan oturtma yaptım sevgiliiiiim dediğimde "lotodan para çıktı bize istifa et gel" dediğimi duymuş kadar sevindiğini ses tonundan anladım.Adam bilse menünün özünü çemkirme rekorları kıracak çenesi haberi yok. 

Üşenmediğim tek şey var. O da duş alıp ikili koltukta kendi rahatım için kurduğum minder tasarımında yayılmak. Her şeyi el-kol mesafeme aldığımda da 5 senedir iş değişikliği yüzünden yaz tatili yapamamış en sonundan iş değişikliğini yaz sezonuna denk getirmiş insan mutluluğu yaşıyorum. Rahatımı bozmadan tuvalete gitme işine de doğurmadan bi çözüm buldum mu benden süperi olmayacak biliyorum. 

Not: Üşenmeden bu yazıyı bi solukta yazdığım için de hamburger ekmeği kıvamındaki yanacıklarımı sıkıştırıyorum. Aferin bana.